İki haftadır sizlere, Dünya Ülkelerinin Tarım Yeteneklerine Bakış, başlığı altında, tarımda öne çıkmış ülkelerden görüntüler sundum, tabii Türkiye’den de özet bazı bilgiler verdim. Bu hafta konuyu biraz daha derine inerek incelemeyi, ülke tarımının karar vericilerine bazı öneriler sunmayı, hedefliyorum.
Dünya Bankası verilerine göre Türkiye 2013’te 63,6 milyar dolarlık tarımsal üretim ile Avrupa’da ikinci, dünyada da ilk 10 ülke arasında yer aldı. 2023 yılında bu üretim 68,6 milyar dolar oldu. Ama iklim çeşitliliği ve tarıma uygun toprak bütünlüğümüz ile Hollanda Modelinden alacağımız dersler de var. Özellikle tarım ve hayvancılıkta köy bazlı kooperatifleşme, devlet-özel sektör-üniversite işbirliği, teknoloji kullanımı, tarım-gıda sanayi entegrasyonu, katma değerli ürün üretimi, çiftçi çocuklarının Uygulamalı Tarım ve Hayvancılık Meslek Okullarında eğitilmesi ve benzeri konularda Hollanda Modelini uygulamaya soktuğumuzda AB’nin en zenginleri arasına yerleşmemiz tartışılmayacaktır.
Üç hafta önce gazetemizde yer alan ‘’Tarımdan 15,54 milyar dolarlık ihracat’’ başlıklı haber de çok sevindiriciydi. Haberin içeriğinde, Tarım, Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonun, Türkiye İstatistik Kurumu verilerini esas alarak açıkladığı verilere göre, ülkemizin tarım-gıda-içecek ihracat değerleri ocak-temmuz döneminde, geçen yılın aynı dönemi verilerine kıyasla yüzde 0,5 artarak 15,54 milyar dolara çıktı. İşte bu sevindirici haberin ışığında ülkemizin tarım-gıda-içecek kaynaklarına göz atalım.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, FAO, kayıtarına göre Türkiye’nin bitkisel ürünler üretiminde 12. sırada, sebze üretiminde 4. sırada, meyve üretiminde 6. sırada olduğu, görülmektedir. Ayrıca fındık, kiraz, incir, kayısı, ayva, haşhaş ve keçiboynuzu üretiminde de birinci sıradadır.
Dünya Bankasına göre de Türkiye, 2023’te 68,9 milyar dolar olan tarımsal hasılasını 2024’te 74 milyar dolara çıkarttı ve dünyada ilk 7 ülke arasına girdi.
Ülke ekonomisinde iş gücü temini açısından tarım %22,5 oranla ön sırada bulunmaktadır, GSYİH içindeki payı ise %6’da kalmaktadır. Bu oranlar, ülkemizde tarımın verimli üretim modellerine gereksinimi olduğunu açıkça göstermektedir. Bu modellerin başında ise, her zaman önerdiğim gibi, çiftçilerimizin köy bazında, Hollanda Modeli kooperatifleşmesi, gelmektedir, güzel bir örneği Bursa’da var, deveci armudu üreten ve tarım zengini olan, Ağaköy Kooperatifi.
Araştırmacılar, Türkiye tarımının önde gelen sorunun, tarım alanlarının tamamının sulanamaması, olduğunu vurguluyorlar. Sulanması gereken toplam alan 8,5 milyon hektarın ancak 4 milyon hektarı sulanabildiğini, açıklıyorlar. Meslek yaşamını DSİ’de geçiren bir kişi olarak bu konuda bir değerlendirme yaptığımda, ülke çapında işletmede olan sulama sistemlerinde yer alan ve büyük buharlaşma kayıplarına neden olan açık kanal sistemleri yerine, bugünün gelişmiş sulama sistemlerine, damlama sulamasına ve toprak altına döşenen borulu, fıskiyeli sulama sistemlerine dönüşümün buharlaşmayı düşürerek, büyük kapasite artımına neden olacağını, önerebiliyorum. Böylece aynı su kaynaklarıyla 8,5 milyon hektar tarım alanların büyük bölümünün sulanması sağlanabilecektir.
Yukarıda vurguladığım gibi çiftçilerimizin köy bazında Hollanda Modeli Kooperatifleşmesi, tohum, fide, gübre, tarım ilacı vb. toptan alınarak maliyetlerin düşürülmesi, traktör ve benzeri cihazların kooperatif malı olarak tüm üye tarlalarına hizmet vermesi ve ürünlerin kooperatif yönetimince pazarlanması sayesinde aracının ortadan kaldırılarak, genel giderler düşüldükten sonra kalan karın tamamının çiftçiye dönmesi, tarım sektörümüzü zenginleştirecek, güçlendirecektir.
Özetle Türkiye’nin, dört mevsim iklim koşuluyla, verimli toprakları ve dönüştürülecek sulama sistemleriyle, çiftçilerin Hollanda Modeli Kooperatifleşmesinin sağlanmasıyla, yeni nesil çiftçilerin uygulamalı tarım ve hayvancılık okullarında eğitilmesiyle, dünyanın tarım ve hayvancılık zengini ülkelerinin ön sıralarına yerleşmesi, bir hayal değil, gerçek olacaktır.
Kooperatifleşme adımlarıyla gelişmekte olan tarım kentimiz Yenişehir’den, Belediye Başkanı Ercan Özel’in güzel bir haberiyle yazımı noktalıyorum.
‘’Libya ile yürüttüğümüz ikili görüşmeler sonucunda bugün, bizlerden talep ettikleri 17 farklı tarımsal ürünümüzün ilk numunelerini Libya’ya göndermek üzere paketleme işlemlerini tamamlayarak, Trablus’a yolladık. Bugünü değil, geleceği planlayan bir anlayışla, Yenişehir’in bereketli topraklarında yetişen ürünleri dünya pazarlarıyla buluşturarak kooperatiflerimize ve üreticilerimize destek olmayı sürdüreceğiz.’’