MESEM olarak adlandırılan ve 2025/2026 ders yılı için kayıtlarına başlanan yeni mesleki eğitim düzeninde eğitim süresinin 4 yıl olacağı, bu düzende eğitim alacak öğrencilerin haftada 1 gün okulda olacakları, 4 gün de bir iş yerinde, ustanın yanında pratik eğitim alacakları, açıklandı. Bu sisteme en az ortaokul mezunu olan öğrencilerin kayıt olabileceği ve eğitimlerinin 4 yıl bu düzende devam edeceği de. MESEM kurumlarıyla beraber Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri bünyesinde de bu programlar uygulandığı da. Öğrencilerin en az 3 yıl aynı düzen içinde eğitime devam ederek diplomaya hak kazanacakları, açıklanıyor.
Bu bilgiyi okuduğum süreçte TV’de de bir haber yayındaydı, ülkemizde 1,5 milyon çocuk okula gitmiyor, bir başka gurup ta haftanın bir günü okula gidiyor, dört günü çalışıyor, haberlerini dinledim.
Bu haberler beni hem sevindirdi, hem de üzdü. Sevindim, çünkü her vesile ile sizlerle bu köşede paylaştığım Uygulamalı Mesleki Eğitim Düzenine nihayet biz de adım atıyorduk, ülkemizin gelişmesinde, zenginleşmesinde ve de kalkınmasında öncü olacak bir eğitim sistemidir bu düzen, tarımdan hayvancılığa, sanayiden, ticaret ve hizmet sektörüne kadar tüm alanlarda görev alacak kişilerin eğitim düzenidir, bu düzen…
Ama üzüldüm de, neden bu düzeni kurarken, yıllardır bunu uygulayan gelişmiş ülkelerden örnek almadık diye!
Evet, niye örnek almadık? Oysa örnek alacağımız güzel bir beraberliğimiz de var Bursa’mızda. Almanya’nın Kulmbach Hans Wilsdorf Meslek Lisesiyle bizim, o günkü adıyla Tophane Meslek Lisesi, bugünkü adıyla Osmangazi-Tophane Mesleki ve Teknik Eğitim Anadolu Lisesi arasında kardeşlik bağı 1985 yılında kurulmuştu, 3 Temmuz 2025’te de bu beraberliğin 40. Yılı kutlanmıştı. Başkanlığım sürecinde ben de bu beraberliğin içinde oldum ve onların eğitim sistemini yerinde inceleme fırsatım oldu, hem de Kulmbach Belediye Başkanıyla da tanışmış, çalışmaları hakkında bilgi almış, onlara da Bursa’yı anlatmıştım.
Onların bir Bursa ziyaretinde Kulmbach Hans Wilsdorf Meslek Lisesi eğitim kadrosu, öğrencileri ile Kulmbach Belediye Başkanı ve üyelerini Mudanya iskelesinde karşılayışımız gözümün önünde canlandı, bu satırları yazarken. Kaç gün kalmışlardı şimdi tam hatırlamıyorum ama ziyaret sürecinde öğrenciler ve eğitimciler kol kola girmişler, bilgi ve deneyimlerini paylaşmışlardı. Biz de Belediye Başkanına ve heyetine kendi belediye çalışmalarımızı ve Bursa’mızı anlatmıştık.
Tophane Meslek Lisesi heyetinin bir Kulmbach ziyaretine ve çalışmalarına ben de katılmıştım ve o günlerde Almanya’da uygulanan eğitim sistemini, içinde yaşayarak öğrenmiştim. Okul müdürü bu sistemi şöyle anlatmıştı;
Bugün bir değişim oldu mu, bilmiyorum ama bana anlatılan o günkü Alman eğitim sistemi şöyle idi. İlkokul süresi 8 yıldı, çocuk sekizinci yıl sonunda okulu bitirirken, okul yetkilisi diplomasının üzerine, Liseye Gidebilir yazarsa, ilkokul sonrası liseye gidip, üniversiteye devam edebiliyordu, bu not yazılmazsa üniversite eğitimi alamıyordu. Ama o çocuklar, ilgi duydukları mesleğe sahip olacakları Uygulamalı Meslek Lisesinde eğitim alıyor ve meslek hayatına başlıyorlardı. Bu eğitim süreci içinde, hangi mesleği seçtiyse, o mesleğe ait bölümde uygulamalı eğitim alıyorlardı. Bu eğitim hafta içi okulun sınıflarında ve atölyelerinde uygulamalı olarak devam ediyor, haftanın belli bir günü, hafta sonları ve tatillerde okuduğu bölüme ait, okulun belgelediği işyerlerinde çalışıyorlardı.
Bugün nasıldır bilmiyorum ama o günün Almanya’sında tüm işyerlerinde çalışanların büyük çoğunluğu, kendi mesleklerine ait bu eğitimi almış oluyorlardı. Örneğin lokantada size hizmet eden garson da, ahçı da, sanayide veya bir alış veriş mağazasında çalışanlar da, okuldaki öğretmenler de, devlet bürolarındaki çalışanlar da bu eğitim sistemi içinde mesleklerini öğrenmiş oluyorlardı.
Bugün Almanya veya dünyanın gelişmiş ülkelerindeki mesleki eğitim düzenleri, çağın teknolojik gelişimi paralelinde daha da gelişmiştir mutlaka. Bizde de Uygulamalı Eğitim Sistemini başlatırken lütfen yetkililerimiz dünyada, bu alanda uygulanan eğitim düzenini yakından incelesinler, onların deneyimlerinden yararlansınlar, çağdaş bir toplum olma yolunda ülkemizin kalkınmasında ve zenginleşmesinde önünü açacak bu düzene, biz de doğru yöntemler uygulayarak devam edelim.