Geçen hafta Bursa Kent Konseyi, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’nin düzenlediği Eğitim ve Kültürde Çözüm: Köy Enstitüleri başlıklı panelde, kapatılmalarıyla ülkemiz kalkınmasına hançer yarası bırakan Köy Enstitülerini, masaya yatırdı. Panelin açılış konuşmalarını Osmangazi Kent Konseyi Başkan yardımcısı Mutlu Çınar ve Yeni dönem Köy Enstitüleri Derneği Başkanı Jülide Akköprü yaptı. Paneli Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy yönetti.

Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği 2001 Aralık ayında kuruldu, başkanları Jülide Akköprü hedeflerini şöyle açıkladı: ‘’Bizler, Cumhuriyetimizin en önemli eğitim projesi olan Köy Enstitüsü çıkışlıların, kurucularının, çalışanlarının yakınları olarak yan yana gelip bu aydınlanma projesi kültürünü, anlayışını gelecek kuşaklara taşımak adına Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneğini kurduk. Bu derneğin en önemli amacı: o döneme özgü aklını kullanabilen, sorgulama kültürüne sahip, üretken, yaşama sımsıkı bağlı laik-demokrat yurttaşlar, öğretmenler, sağlıkçılar yetiştirme anlayışını yeni arayışlarla yaşadığımız yıllara taşımak ve Cumhuriyetimizin bu devrimci, aydınlanmacı eğitim anlayışına sahip çıkmaktır.’’

Panelin açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yaptı: Köy Enstitüleri, eğitimi ülkenin en ücra noktalarına taşıyan, üretken ve düşünen bireyler yetiştiren özgün bir modeldir. Bugün Finlandiya’dan Norveç’e kadar pek çok ülkede, yıllar önce bu topraklarda başarıyla uygulanmış sistemin izlerini görüyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir konuşmasında, ‘’Geleceğin güvencesi, sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayanır. Bu anlayış, Köy Enstitülerinin ruhunu en iyi şekilde yansıtmaktadır. Bu model, halkın kültür ve eğitimi için çok sayıda öğretmenin, sanatçının ve meslek erbabının yetişmesine öncülük etmiştir. Köy Enstitülerinin en büyük başarısı, aydınlanmayı kentten köye değil, köyden tüm ülkeye yaymış olmasıdır’’ demiştir. Biz de Köy Enstitülerinden ilham alan projeler geliştiriyoruz. Köy Enstitüleri sadece okuma-yazma öğretmiyor, üretim, sanat ve yaşam becerilerini içeren bütüncül bir eğitim anlayışı sunuyor. Bu anlayışla kurduğumuz Bursa Kent Akademisi, bilgiye, bilime, sanata ve mesleki gelişime erişimi artıran önemli bir merkez olarak faaliyet gösteriyor. İstihdamı güçlendiren atölyeler ve eğitim programlarıyla kentimizin potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefliyoruz.’’

Panelin sonraki bölümünü Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy yönetti. Konuşmacılardan Hayrettin Filiz, ‘’Sanata eğitime ve siyasete etkisiyle yaşamı yukarı taşıyan Köy Enstitüleri’’ başlıklı konuşmasıyla Köy Enstitülerini değerlendirdi. UÜ Atatürk İlke ve İnkilapları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mine Ersevinç ’Atatürk, Eğitim ve Modernleşme’’ konusunu işledi. Prof. Dr. Ethem Duygulu da, ‘’Köy Enstitüleri Perspektifinden Günümüze Bakış’’ konusunu çeşitli yönleriyle anlattı.

Ben de söz alarak, köylünün uyanmasını, kendi gücüyle yaşama devam etmesini hoş görmeyen köy ağalarının siyasetçiler üzerinde kurduğu baskı karşısında iktidara yeni oturmuş DP tarafından kapatılması, ülkemizin kalkınmasının, zenginleşmesinin önünü kestiğini, vurguladım.

Oysa Köy Enstitüleri tüm Anadolu’yu kucaklayarak eğitime devam etseydi, yetenekleri ve pratik zekaları üstün Türk halkının tamamı, ülkemizin zengin doğal kaynaklarının geliştirilmesinde, ülke ekonomisinin güçlendirilmesinde çok güçlü adımlar atacaklardı ve Türkiye bölgenin zengin ülkeleri arasında ön sıralara yerleşecekti.

Bugün dünyanın zengin ülkelerinin ön sıralarına yerleşmiş Avrupa ülkelerinde geçerli olan uygulamalı mesleki eğitim düzenini de içine alan bizim Köy Enstitüsü eğitim modeli, ülkemizin aydınlık yüzüydü.

Bu yazımı yazarken şöyle bir hayal kurdum, okurken siz de kurun bu hayali. Ülkemizin her bölümündeki köylerde yaşayan insanlarımız, bölgelerindeki Köy Enstitülerinde eğitim alacaklar ve bu eğitim sürecinde bölgelerindeki toprak kaynaklarını en verimli şekilde nasıl kullanacaklarını öğrenecekler. Bu bilgilerle donanmış olarak hayata atıldıklarında, köylerinde kuracakları Hollanda Modeli kooperatifler çatısı altında, tarım ve hayvancılık yapacaklar, hem kendileri zengin olacak, hem de ülkemizi zengin edecekler…

Nasıl, hayale değer değil mi???