Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati “Faiz ve kur odağında sığ bir alanın içinde sıkışan Türkiye ekonomisini kurtardık elhamdülillah” dedi.

Son olarak Viranşehir’de “Şu anda enflasyonun baskısı altındayız.

Halledeceğiz, 20 yıldır hangi problemi çözmedik.

20 yıldır çok daha devasa problemlerin üstesinden geldik.

Allah’ın izniyle sizlerin desteği ve duasıyla bu işlerin üstesinden geldik, bundan sonra da geleceğiz” şeklinde konuştu.

Muhakkak ki çabalar iyi niyetli, sözler cesur ve umut dağıtma gayretinde. Umalım emekler işe yarasın, ekonomide bir düzelme başlasın, Ülkemiz ve milletimiz hak ettiği refaha ulaşsın, hayat pahalılığı bitsin. Bütün gönüller bu temenniden yana. Ancak ekonominin neden ve nasıl kurtarılmaya muhtaç hale geldiği irdelenmeden, teşhisi doğru koymadan ve ayakları sağlam basan tedbirler almadan kolay olmayacaktır. Son 20 yılın ekonomik verileri için, devletin resmi kayıtlarına bir bakmak teşhis adına yardımcı olabilir.

Son 20 senede 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış-devir işlemleri yapılmış. Bu kuruluşlardan 268’inde kamu payları tamamen satılmış. 1986 yılından AKP’nin iktidara geldiği döneme kadar 8,2 milyar dolar özelleştirme yapılırken, 2002’den günümüze toplam 62,2 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi.

Özelleştirmelerin çoğundan ise beklenen fayda üretilemedi.

2002 yılında, yıllık enflasyon oranları TÜFE’de %29,7, TEFE’de %30,8 imiş. Sonraki yıllarda tek haneli rakamlara kadar düşmüş. Günümüzde TÜİK’in açıkladığı son enflasyon oranları TEFE’de %54,44, TÜFE’de %105,01.

Ocak 2002’de dolar 1,5 lira idi. 2008 yılında 1,29’a kadar düştü. Bu tarihten sonra sürekli bir artış ile 2020’de 7,02’ye yükselen dolar kuru şu an 14,85 lira.

2002’de borcumuz 129,6 milyar dolar iken günümüzde borcumuz 468 milyar dolar 2002 yılında cari açık 1,532 milyar düzeyinde iken, 2021 sonunda yıllık cari açık 14,226 milyar dolara kadar çıktı. 2006 yılında gelire oranla %2,7 seviyesinde gerçekleşen merkezi bütçe açığı ise 2020 yılında gelire oranla %14,9 seviyesine çıktı ve sürekli artış trendinde.

2002 yılında işsizlik oranı yüzde 10,3 iken, 2021 de işsizlik oranı yüzde 11,2 oldu.

2002 de Merkez Bankası faiz oranı %5,5 iken, bugün Merkez Bankası faiz oranı %14. Piyasa faizleri ise %30’ları aştı.

Vergi gelirleri ve faiz ödemeleri Merkez Bankası ortalama döviz alış kurundan dolara çevrildiğinde vatandaşların devlete son 20 yılda 2 trilyon 320,4 milyar dolar vergi ödediği ortaya çıktı. Aynı sürede devletin ödediği faiz gideri ise 590,5 milyar dolar oldu. Ankara Ticaret Odası’nın son 10 yılı kapsayan borç ve faiz oranı araştırmasına göre, Türkiye’nin, yılda ortalama 21,1 milyar dolar, günde 57 milyon 918 bin, saatte 2 milyon 413 bin ve her saniyede 670 dolar borç faizi ödemesi gerekiyor. Ve borçlanma gerekliliği devam ettikçe bu rakam sürekli artıyor. Türkiye’nin 2002-2008 yılları arasında, ortalama dolar borçlanma faizi %2-3 aralığında olurken, en son sağlanan 2 milyar dolar borç için faiz oranı %8,625 olarak gerçekleşti. Hazine, 2 milyar dolarlık borç için yıllık 172,5 milyon dolar faiz ödeyeceğini, 5,5 yılda toplam faiz ödemesinin 948,7 milyon dolar olacağını dile getirdi. ABD’nin 5 yıllık hazine tahvili getirisinin yüzde 2,15 seviyesinde olduğunu düşünürsek 6,5 puan daha yüksek, normalden 3 kat yüksek bir faiz. Çünkü Türkiye’nin CDS (risk primi) rakamları çok yüksek. Bugünlerde 570 olan bu rakam 2002-2003 yıllarında 189 civarında idi.