Geçen hafta Bodrum dönüşü, Turgut reis pazarı, Milas pazarı gibi birkaç pazaryerine özellikle uğradık. Israrla limon peşine düşmüş olmamızın nedeni, üretim merkezlerinden birinde olduğumuz Limonun kıtlığına kıran girmiş olması yanında adeta altın fiyatı ile yarışıyor olması. İnanılmaz. Söke ve Milas pazarında eski limonun kilosu 300 lira idi. Tanesi 30 lirayı geçmiş. Yeni limon ise 150 lira. Vah Türkiyem vah. Geldiğimiz hale bakın. Hadi Bursa’da, İstanbul’da fiyatları nakliye etkiliyor. Üretimin merkezindeki bu fiyatlar neyin nesi.

Aynı şeyi İncir için söyleyebiliriz. İncirin ana vatanı Aydın’da bir kilo incirin fiyatı 300 lira. 250’yede var. Biraz boyu küçük yada yumuşamış. Gelen geçen araçlara yönelik olarak, yol boyunca kurulmuş tezgahlarda ise fiyatlar 400 lira. Satan esnaf ise sanki köylü değil de satış uzmanı. “pazardan 300’e aldığın 2 gün dayanmaz” diyor. Turgutreis belediyesini kutlamak gerek. Güzel bir kapalı Pazar yeri yapmışlar. İşte orada Bursa siyah inciri gördük. Kilosu 200 lira. Onca yol gelmiş ama Aydın’ın yerli incirinden ucuz. Her halde 7-8 incir bir kilo gelir. Hale bakın incirin tanesi 30-35 lira. Bakalım daha neler göreceğiz.

45 yıldan fazla oldu ilk Avrupa’ya gidişim. Bir alış veriş merkezinin yiyecek içecek reyonunu dolaşırken karpuzun dilimle, elmanın, incirin tane ile paketlenip satıldığını görmüş, ülkemdeki bolluk için şükretmiştim. Dün haberlerde ülkemizde lahananın dörde bölünerek satılmaya başlandığı haberi vardı. Karpuz ise uzun süredir yarım da satılıyor. Halkımızın büyük bölümünün özellikle meyve ve sebze alabilmesi, fiyatlar ve asgari ücret böyle devam ederse ancak tane ile satılırsa mümkün olabilecek. Hey gidi günler. Çocuktum. Babam devlet memuru. Karpuz kavun eve sele ile gelir, divanların altına konurdu. Allah beterinden saklasın bugün yarımı, taneyi bulamayan, alamayan, yiyemeyen milyonlarca insanımız var.

Ne yazık ki fiyat artışları sadece meyve sebze ile sınırlı değil. Marketlerde fiyatlar yanıyor. Çok değil, 8 yıl önce Mehmet efendinin 100 gr. paket kahvesi, ithal ürün olduğu halde 3 lira civarında idi. Bugün 80 lira. İnternette en ucuz 67 liraya bulmak mümkün. Fiyat 10 yılda 200 misli artmış. Simit 20 lira. Sandviç ekmeği kadar bir tam buğday ekmek 30 lira. Gerisini anlatmak manasız. Vatandaş fiyat araştırma uzmanı oldu. Ne nerede kaç lira. İnsanlar birbirlerine WhatsApp’ dan bilgi aktarıyor. Sokakta hamburger menü 450 lira, 1 lahmacun 350 lira ama meclis lokantasında etlisi tatlısı dahil 4 kap yemek 70 lira. Keşke her ilimize bir Meclis lokantasının şubeleri açılsa. Vekillerimiz illerine geldiğinde de bu imkândan faydalanabilse.

Bu arada ülkede gündem sadece siyaset. Bu günlere özel farklı denebilecek bir gündemde, Türkiye Boeing’ mi alacak, 300 adet mi? Endonezya’nın bizden 40 adet KAAN almasına benzer bir eko-siyasi konu benzeri bir gündem.

Bilindiği üzere, Milli havayolumuzun Türk insanına has tavrı denebilecek bilet fiyatları da düzeni bozmuyor maşallah. Türk vatandaşı olarak Türkiye’den Dünyanın her hangi bir yerine uçmak için internette bilet arayışına girin. Göreceksiniz ki en pahalı bilet THY’nda. Özellikle aktarmasız uçuş yada döviz kuru denebilir ama yalnızca o değil. Gideceğiniz ülkenin havayolu da aktarmasız ama ucuz ve THY bilet fiyatları kur etkisinden daha yüksek. Ülke ekonomimiz düzene girebilirse, Türk insanının yüksek vergi yükü normalleşecektir.