Bu hafta klasik ticaret, şirketler ve teknoloji hukuku perspektifimden çıkıp; yakında yasalaşma ihtimali yüksek olan ve TBMM’ye sunulmuş bulunan yeni kanun teklifinden bahsedeceğim. Pek çok konuyu düzenleyen bu kanun teklifinde, Türk Ceza Kanunu’nun 223. Maddesi de yeniden düzenleniyor ve trafikte bir aracın önünü kesen, durduran veya aracı başka bir yere götürenlere hapis cezaları getiriliyor.

Özetle, kanun teklifi yasalaşırsa; yolda aracınızla giderken önünüzü kesen kişi, diğer işlemekte olduğu suçların yanı sıra; 1-3 yıl arası hapis cezası alması mümkün hale gelecekartık. Zira kanun maddesi, cebir veya tehdit bulunması şartını kaldırıyor.

Kanun maddesindeki içtima hükmü de önemli; örneğin “yol kesme” suçuyla beraber kişi “seni döverim” derse “tehdit”, üzerine yumruk atarsa “yaralama” suçlarından ayrı ayrı ceza almasının önü açılıyor; ve hapis cezasına tabi olan süre artıyor. Burada en önemlisi aslında “delil”; siz siz olun, aracınıza bir kamera takın, ve bunu asla atlamayın.

Kanun gerekçesi de aslında çok açık. Gerekçe diyor ki; bu durum “kişilerin seyahat hürriyetine engel oluşturmaktadır”. Çok isabetli, çünkü Anayasamızda bile düzenlenen bir durum seyahat hürriyeti. Sonra gerekçe devam ediyor: “Son dönemde trafikte çıkan tartışmalar ve akabinde ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesine veya durmasına neden olan eylemler, hem trafik güvenliğini tehlikeye sokmakta hem de kişilerin yaralanmasına ve hatta ölümlerine sebebiyet vermektedir”.

Farkında değiliz, ancak bu kanun maddesine “ihtiyaç” duyulması bile üzücü. Yolda giderken bir arabayı durdurup tehdit eden insanın zaten topluma uygun olmadığını, en azından tehditten ceza alması gerektiğini savunuyorum. Ülkemizdeki bu çağ dışı “şiddet” merakının ileri boyuta taşındığı trafik cephesinde, bu gibi kanunlara ve disiplinli uygulamalara uzun süredir ihtiyacımız var.

Umarız ki bu yeni kanun maddesi, trafikteki sorunlara biraz da olsa derman olur, ve kötüye kullanılmaz. Zira “çakarlı araç” sorunu da başka bir konu. Geçen yıl yabancı bir savcı arkadaşı mülkemizi ziyaret ettiğinde “neden bazı siyah arabalar polis ışığı yakıp trafiği ihlal ediyor, yoksa polisler mi” diye sormuştu. Utancımdan cevap verememiştim. Bu da ayrı bir hukuk ve medeniyet sorunu haline geldi maalesef.

Bir insanın diğer insanın bedeni özgürlüğüne azıcık da olsa müdahale etmesi nasıl teoride suçsa, bunun cezalandırılması da pratiğe dökülmek zorunda. “Ama o şuydu, bu buydu” demeden. Güvenlikle kalın.