“Müşterek (paylı) buluş sahipleri”, hiç birinin önceliği olmaksızın, ortak bir
fikri faaliyete katılarak buluş fikrine varmada, yaratıcı katkıda bulunmuş kişilerdir.
Müşterek buluş sahiplerinin, buluşla ilgili olarak birbirlerine karşı hukuki
durumları sözleşmeyle düzenlenmiş olabilir. Aksi halde, TMK’nın[1] paylı mülkiyet
ve TBK’nın adi ortaklık hükümleri uygulanır.[2] Bu durumda, buluş birden çok
kişi tarafından gerçekleştirilmiş ise, patent isteme hakkı, buluşu yapan taraflar
arasında başka türlü kararlaştırılmış olmadıkça, bunların tamamına aittir (SMK[3]
m.109/2).
Patent başvurusu veya patentte ortak hak sahipliği olması durumunda, her
hak sahibinin birbirlerine karşı olan yükümlülükleri ve bireysel hakların belirlenmesi
gerekir.
Müşterek buluş sahiplerinin, buluşla ilgili olarak birbirlerine karşı olan yükümlülükleri
ve bireysel hakları konusunda aralarında kurulan sözleşmeyle düzenlenebilir.
Zira, patent başvurusunun veya patentin konusu, devir veya herhangi
bir hak tesisi anlamında bölünmez bir bütündür. Söz konusu sözleşme olmadığı
taktirde, Türk Medeni Kanunundaki müşterek mülkiyete ilişkin hükümleri
uygulanır (TMK m. 688 vd., TBK[4] m. 620).
Ancak paydaşlar, aşağıda belirtilen bazı İşlemleri diğerlerinden bağımsız
olarak yapabilirler:
a) Her paydaş, payı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir. Örneğin payını
devredebilir, rehnedebilir, üzerinde intifa hakkı kurabilir. Ancak payın devri halinde,
diğer paydaşların önalım haklan vardır. Payını devretmek isteyen paydaş
diğer paydaşların önalım hakkını kullanabilmelerine imkân sağlamak amacıyla
bu devretme iradesini Türk Patent ve Marka Kurumu’na, Kurum da iki ay içinde paydaşlara bildirir.
Önalım hakkı, Kurum tarafından yapılan bildirimin tebellüğünden itibaren bir ay
içinde kullanılmalıdır.
b) Her paydaş, diğer paydaşlara bildirimde bulunduktan sonra buluşu kullanabilir.
Kullanma buluşun tümünü kapsar. Buluş her paydaş tarafından diğerlerinden
bağımsız olarak kullanılabilir. Ancak buluşun paydaşlardan biri tarafından
kullanılması halinde, bu paydaşın diğerlerine rayice uygun bir bedel ödemesi gerekir.
Paydaşlar uyuşamazlarsa bedel mahkemece tayin edilmelidir.
c) Her paydaş, başvurunun ve patentin korunması için gerekli önlemleri alabilir
ve gasp davasını açabilir (SMK m.111).
ç) Her paydaş, başvuruya ve patente tecavüz halinde hukuk ve ceza davalarını
açabilir. Diğer paydaşların davaya katılmaları için davayı ikame eden paydaşın,
diğerlerine bir ay içinde davanın açıldığını bildirmesi gerekir.
d) Buluşun kullanılması amacıyla üçüncü kişilere lisans verilmesi için paydaşların
oybirliği ile karar almaları şarttır. Ancak, mahkeme mevcut koşulları göz
önünde tutarak, hakkaniyet öyle gerektiriyorsa, bu yetkiyi hak sahiplerinden birine
Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.
[1] Türk Medeni Kanunu
[2] SMK m.109 Gerekçesi
[3] SMK: Sınai Mülkiyet Kanunu
[4] TBK: Türk Borçlar Kanunu
[5] Tekinalp, age., s.537
[6] Ergün, M.: Fikri Mülkiyet Hukuku, Ankara 2019, s.678-679