Tüm meslek yaşantım boyunca Devlet Su İşlerinde, toprak ve su kaynaklarımızın ülkemiz ekonomisine artılar kazandırmasına yönelik projelerin uygulanmasında çalıştım, bu nedenle ekonomimizdeki sorunlar gözümden kaçmıyor ve sorunları tetikleyen enflasyon dalgalanmaları da ilgimi çekiyor.

Önceki hafta gazetemizdeki ‘’Bursa iş dünyası 2024’ten umutlu’’ adlı yazıda yer alan, DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel’in ülkemizde yaşanan enflasyon hareketi üzerindeki görüşlerini okuyunca, bu konuda dünya genelindeki gelişmeleri inceledim. Nilüfer Çevikel’in yazısında, 2023 yılı için açıklanan yüzde 65’lik enflasyon beklentisi, enflasyonla mücadelenin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdiğini açıklaması, önemli bir değerlendirmeydi. Çevikel sözlerine, 2024 için belirlenen yüzde 33’lük hedefi ise, gelecek için umut verici olduğunu vurgulayarak devam etmiş yazısına. Bu arada Merkez Bankası yönetimi 2024 sonu enflasyon hedeflerinin yüzde 36 olduğunu açıkladı. Gelin şimdi bu açıklamaları, bu alanda dünyada neler olduğuna göz atarak, değerlendirelim.

Avrupa ülkelerinde en yüksek enflasyon oranı sıralamasında yüzde 25,9’la Moldovya ön sıraya yerleşiyor, ardından yüzde 25,4 ile Macaristan geliyor. Almanya’da geçen ağustosta yüzde 6,1 olan enflasyon oranı eylül ayında yüzde 4,5’a geriledi. Oysa Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yüzde 8,8’e fırlamıştı. Fransa’da yüzde 5,1, İspanya’da yüzde 9,8, İtalya’da yüzde 6,8, Çekoslovakya’da yüzde 11,8, Hollanda’da yüzde 11,7, Belçika’da yüzde 9,3, Estonya’da yüzde 14,8, Litvanya’da yüzde 15,6 olarak belirlenmiş enflasyon oranları. İsviçre’de enflasyon zirve yaptı, 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı, yüzde 2,5 oranla! Bu rakamlar Avrupa Merkez Bankasının belirlediği yüzde 2’lik hedefinin çok üzerinde seyrediyor. Bu yükseliş, Avrupa ülkelerinde de temel gıda ve enerji ürünleri başta olmak üzere alım fiyatlarında yükselişe neden oluyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde enflasyon yüzde 4 oldu, planlanan hedef yüzde 2 idi. Enerji fiyatları ülke bazında yüzde 4,5 düştü, gıda fiyatları yüzde 3,3 arttı.

Kanada ve Brezilya’da da enflasyon oranı yüzde 4 olarak sürmektedir.

Japonya’da tüketici fiyat endeksi, yükselen enerji ve ham madde maliyetleri sonrası Ocak 2023’e, önceki yılın aynı ayına oranla yüzde 4,2 yükselmiş olarak girdi. Hükümetin yaptığı açıklamaya göre gıda fiyatları hariç tutulduğunda enflasyon oranı yükselmesini sürdürüyor. Ekonomistler bu yükselişin 41 yıldır kaydedilen en yüksek enflasyon artış hızı olduğunu, açıklıyorlar. Bu arada gıda fiyatları yüzde 7,4 artarken, doğalgaz fiyatları yüzde 35, enerji fiyatları yüzde 20 yükseldi.

Mısır’da enflasyon oranı yüzde 37, Tunus’ta yüzde 8,6 oldu.

Çin’de neler oluyor? Dünya ülkelerinin tersine Çin ekonomisinde deflasyon görülüyor, fiyatlar düşüyor ve bu oluşumlar da kaygı yaratıyor. Resmi tüketici fiyat endeksi geçen yıla göre yüzde 0,3 geriledi. Çin Merkez Bankası 15 Ağustos’ta faiz indirimine gitti, sanayi üretimi, perakende satışlar ve ihracat beklenenden daha zayıf performans gösterdi, gençler arasındaki işsizlik yüzde 21,3 ile rekor kırdı.

Çin’deki bu durumu değerlendiren ekonomi uzmanlarımız Prof. Dr. Haluk Levent ve ekonomist Mehmet Şevki Sayılgan, Çin’deki bu çöküşün nedeninin ekonominin çarklarında ortaya çıkan bir problemden, servet etkisinden doğduğunu, açıklıyorlar. İnsanların gelirleri yükselince geçtiğimiz 25-30 yıl içerisinde ev talep etmeğe başladılar. Devlet bankalarda kredi kanallarını açtı, insanlar borçlandılar, araba almaya, ev almaya başladılar, öyle bir an geldi ki, Çin’deki toplam konut piyasasının değeri, bütün Amerika’daki şirketlerin yarattığı değerin üzerine çıktı. Daha sonra borçlanan kişilerin faizli kredilerini ödeyememesi, alınan evlerin hızla satılmaya başlamasına neden oldu…

Hocalarımızın açıkladığı konular içinde Çin’de öne çıkan konut arzındaki fazlalığın yarattığı sorunları okuyunca, bizdeki durum gözümün önünde canlandı. Türkiye genelinde ve de Bursa’mızda, kentsel dönüşümün dışında üretilen, ihtiyacın üzerinde konutların piyasaya sürülmesinin artılarını, eksilerini ve bu oluşumların enflasyonu tetikleyip, tetiklemeyeceğini hem kentlerimizi yönetenlerin hem de ekonomi uzmanlarımızın incelemelerinde yarar olur, diye düşünüyorum.