BUSİAD Yeşil Çevre Çalışma Gurubu olarak geçen haftaki toplantımızda, Bursa yaşamını tehdit eden, adeta zehir akıtan Nilüfer Çayı Kirliliğini ve alınması gerekli önlemleri tartıştık. Bu konuda, uzmanlarca hazırlanan bir çalışma raporu detaylı olarak masaya yatırıldı, üzerinden gurubun görüşleri alındı.

BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar da geçen hafta Cuma günü kentimiz basın mensuplarıyla buluştu ve Nilüfer Çayı Kirliliği ile ilgili BUSİAD’ın görüşlerini açıkladı, şöyle ki;

‘’Geçen yıl sizlerle bir araya geldiğimizde, vizyon belgemizde uyumlu ayrıntılı faaliyet planımızı anlatırken ‘’Temiz Akan Nilüfer Çayı’’ başlıklı bir çalışmayı hazırlayacağımızı söylemiştik. Bir kenti insan vücuduna benzetirsek, Bursa’nın aort damarı Nilüfer Çayı diyebiliriz. Ancak Nilüfer Çayı artık şehre hayat taşıyan bir damar olmaktan çok uzakta.

Hepimizin bildiği gibi şehirler su kaynaklarının çevresine inşa edilir. Nilüfer Çayı 100 kilometreyi aşan uzunluğu ile doğduğu noktadan şehre ulaşana kadarki bölümündeki temizliğiyle, bizlerin su ihtiyacını karşılayan en önemli kaynak. Nilüfer Çayı’nın şehre ulaştıktan sonraki kirlenmesi aslında salt bir su kaynağının kirlenmesinin ötesinde sonuçlar doğuruyor. Suların buharlaşıp yüksek kesimlere kar ve yağmur olarak tekrar yeryüzüne inişini ifade eden hidrolik döngünün giderek aort damarı olan Nilüfer Çayı’nda artık su ve oksijen yok denecek kadar az. Yani aort damarımız %99 tıkanmış durumda. Acil önlem alınmaz, aort damarı temizlenmezse, çok ta uzak olmayan bir süre içinde Bursa terk edilen bir kente dönebilir. Son su kesintileri de aslında küresel ısınmanın da etkisiyle Bursa için acil eylem planının gündeme gelmesi gerektiğini de ortaya koymuştur.

Ne demek istediğimizi bu çalışmayı hazırlayan, Onursal Üyemiz ve Geçmiş Dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlarımızdan Erdem Saker’in de içinde yer aldığı Yeşil Bursa Çalışma Grubu’ndan sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Hüsamettin Çoban, tüm ayrıntılarıyla size anlatacak. Sözü ona bırakmadan önce birkaç noktaya değinmek istiyorum.

Nilüfer Çayı’nın Bursa’nın şehir merkezinden geçmesi, Bursalılar için ne kadar şans olmuşsa, Nilüfer Çayı için de o kadar şanssızlık olmuştur. Nilüfer Çayı ne kadar Bursa’ya hayat vermişse, Bursalılar onun hayatını o kadar kısaltmıştır.

Bugün doğduğu noktada 1. sınıf su kalitesine sahip olan ve içme suyu barajlarına su sağlayan Nilüfer Çayı, Bursa içerisinden geçerken her türlü kirliliğe maruz kalmakta ve denize döküldüğü noktada 4. Sınıf su kalitesine düşmektedir. Aslında su bile denemeyecek kadar kirlenmekte, adı var kendi yok çay haline dönmektedir. Nilüfer Çayı’nın kirliliği herkesin bildiği ancak görmezden geldiği bir konu durumundadır. Yani, ‘’Herkesin Bildiği Sır’’dır

Biz BUSİAD olarak ‘’Herkesin Bildiği Sır Nilüfer Çayı’nın’’ kurtuluşu için bir adım öne çıkıp, konusunda uzman üyelerimizin ve gönüllü paydaşlarımızın katkılarıyla hazırlanan çalışmamızı sizlerle ve dolayısıyla kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Öncelikle şunu belirtmek ve kabullenmek gerekir ki; bu kirlilikte Bursa’da yaşayan herkesin sorumluluğu bulunmaktadır. Yerleşim yerleri, tarımsal faaliyetler ve sanayi en önemli kirleticiler olarak görülmektedir. Hepimiz kirletici bir etkeniz, çözüm yolu bulmak ta hepimizin görevidir.

Zaman; kimin kirlettiği ya da ne kadar kirlettiğinin konuşulacağı zamanı çoktan geçmiştir. Zaman; sorunları açık yüreklilikle ve şeffaf bir şekilde ortaya koyma, ‘’benim suçum yok’’, ‘’sen kirletiyorsun’’, ‘’sen daha çok kirlettin’’, ‘’sen çözmelisin’’ demeden, çözüm yollarını ortaklaşa belirleyip tüm Bursa paydaşları olarak (sanayici ve iş insanları, yerel yönetimler, hane halkı, kamu kurumları ve ilgili diğer kuruluşlar) konuya top yekün eğilme hem yerel hem ülke hem de küresel finansal kaynakları kullanarak Nilüfer Çayı’mızın kirlilik sorununu kökünden çözme zamanıdır.

Tertemiz akan Nilüfer çayı görene kadar çalışmalarımız hep birlikte, azimle devam etmelidir.

BUSİAD olarak bu çalışma ile ‘’Herkesin Bildiği Sırla’’ yüzleşmek, sorumluları harekete geçirmek, projeler üretme ve projelerin yerine getirilmesinde destek olmayı amaçlamaktayız. Nilüfer Çayı’nın içinde bulunduğu durum, Evliya Çelebi’nin ‘’Sudan İbarettir’’ dediği Bursa’ya yakışmamaktadır. Hala küçük te olsa bir şansımızın olduğuna ve bu şansın da gecikmeden kullanılması gerektiğine inanıyor, bunu kullanmak ve tüm paydaşlarca da kullanılmasını istiyoruz.

‘’Sanayi, Tarım ve Turizm ile Gelişen Bursa’’, ‘’Yaşanabilir Bir Kent İçin Plan Şart’’ ve ‘’Herkesin Bildiği Sır Nilüfer Çayı’’ çalışmalarımızla yaşanabilir bir kent en büyük arzumuz.’’