İnsanoğlunun 2025 yılına geldiğinde temel hedefi refah içerisinde yaşamak. Dünya nimetlerinden mümkün olduğu kadar faydalanmak peşinde bireyler. Bunun anahtarı ekonomik imkanların artması.
Tarihe bakıldığında bereketli topraklardan refahın yeryüzüne yayıldığını görüyoruz. Tarımın yapılabilmesi, yeterli gıdanın üretilmesi, depolanması ve sonucunda yerleşik hayata geçilmesi önemli bir sıçramayı sağlamıştır. Takip eden süreçte demirin işlenmesi ve coğrafi keşifler yeni gelişme imkanı yaratmıştır.
Görüleceği üzere, tarihte refahın ana belirleyicisi coğrafi özelliklerdir. Bereketli, topraklar, doğu-batı aksında yerleşim, suya sahip olma, denize ulaşım imkanı gibi…
Zamanla bu özelliklere sahip olmanın toplumun zenginleşmesine yetmediği görülmüştür.
Günümüzde iyi bir konuma sahip çok fakir devletlerin varlığına şahit oluyoruz.
Diğer taraftan yılın büyük bir bölümünde karlar altında olan ve yeraltı zenginliği olmayan birçok toplumun refah içerisinde yaşadığını görmekteyiz.
Sosyal bilimciler uzun zamandır bunun nedenleri için hipotezler öne sürmektedir.
Gelinen noktada, toplumun gelişiminin, zenginleşmesinin 2 unsura bağlandığı noktasında bir görüş birliği oluşmuştur.
Toplumları ileri götüren temel unsur kökleşmiş kurumlarının olmasıdır. Günümüzde toplumların refah sıralamasının yapıldığı listenin yanına bir sütün açıp kurumlarının kuruluş tarihlerin yazdığınızda tablo ortaya çıkmaktadır.
Refahın belirleyicisi diğer bir husus da kurumsallaşma yanında toplumda rekabet şartlarının sağlanmasıdır.
Bu 2 belirleyici aslında demokrasi, hukuk ve eğitim gibi refah deyince ilk akla gelen olmazsa olmazları kapsamaktadır.
Rekabetten kasıt sadece insanlar arasındaki yarış değildir. Fikir özgürlüğü ve fikirlerin rekabeti çok önemli bir unsurdur.
Mutlak iktidarın tek belirleyici olduğu toplumların zamanla geride kaldığı, fakirleştiği ancak bütün düşüncelerin seslendirilebildiği, bunların toplum tarafından seçime tabi tutulduğu toplumların zenginleştiği görülmektedir.
Sonuç olarak, kurumsallaşmaya önem vermenin ve rekabetin toplumun her katmanında sağlamanın zenginliğin anahtarı olduğu söylenebilir.