Değerli Okurlar,
Muhtemelen bu haberi daha önce okumuş olabilirsiniz. Dünyadaki ekosistemden ve tüm canlılardan alınacak çok ders var. Birini daha sizlerle paylaşmak isterim.
Bir fili bir ülkeden başka bir ülkeye uçakla taşımak gerektiğinde, kafesine civcivler yerleştirilir.
Neden mi?
Çünkü devasa boyutuna rağmen fil, onlara zarar vermekten korkar.
Uçuş boyunca, yanlışlıkla birine bile basmamak için tamamen hareketsiz kalır.
İşte bu sayede uçağın dengesi sağlanır.
Bu bile, filin ne kadar asil bir kalbe sahip olduğunun ilk göstergesidir.
Bilim insanları bu davranıştan büyülenmiş olacak ki, araştırmalarını filin beynine kadar götürdüler ve orada son derece nadir sinir hücreleri keşfettiler: fuziform hücreler.
Aynı hücreler insanda da bulunur; bunlar öz farkındalık, empati ve sosyal algıdan sorumludur.
Yani başka bir deyişle…
Fil yalnızca bedenen değil, duygusal olarak da büyüktür.
Hisseder, anlar ve sessiz bir bilgelikle hareket eder.
Zamanın dâhisi Leonardo da Vinci şöyle demiş; “Fil, doğruluğu, aklı ve ölçülülüğü simgeler.”
Nehre iner ve orada bir tür saygıyla yıkanır, sanki tüm kötülüklerden arınıyormuş gibi.
Eğer yolunu kaybetmiş bir insanla karşılaşırsa, onu nazikçe doğru yola geri götürür.
Asla yalnız yürümez: Her zaman bir grubun içindedir, her zaman bir lider önde gider.
Utangaçtır; çiftleşmesini sadece gece yapar, sürüden uzakta. Sonra temizlenir ve tekrar sürüye katılır. Yolda bir sığır sürüsüne rastlarsa, hortumuyla onları incitmeden kenara çeker…
Fil ölümünün yaklaştığını hissettiğinde, sürüsünden ayrılır; uzak, tenha bir yere gider ve orada, tek başına ölür.
Neden mi? Genç olanların, onun gidişine tanık olmaması için.
Mahcubiyetle. Merhametle. Onurla.
Günümüzde ne yazık ki insanlarda olmasını istediğimiz erdemlerin bir kısmını başka canlılarda hala değişmeden bulabiliyoruz. Üzerine düşünmek ve eyleme geçmek gerekmez mi!
Sizin füziform hücreleriniz nasıl çalışıyor 😊?
Saygılarımla