Fiyatlar artıyor, şüphe yok.  Fiyatlar hem dünyada hem ülkemizde yükseliyor ancak ülkemizde güçsüz TL’ den dolayı katlanarak artıyor…
Son zamanlarda dünyanın en dikkat çeken ekonomistleri,  kısa geçmişten günümüze yaşananların daha önce görülmemiş bir balona nasıl dönüştüğünü yazmaktalar.  Dünyanın şaşırdığı nokta budur. 2003’le birlikte dünyada fiyatı patlamayan herhangi bir varlık yoktur. Bunu birkaç defa burada kaleme almıştık. Zaman zaman varlık balonunun sönmeye başladığı düşünülse de sonsuz likidite desteğiyle balonun her geçen gün daha da şiştiğine şahit oluyoruz. Balonun ilk evresi olan 2003-2008 arasında herkes mutluydu, çünkü varlık değerlerindeki artış zenginlik oluşturmaktaydı. Bu dönem için üretim, üretim dışı gelirlerde bir dengeden söz edilebilir. 2009’da ilk dalgalanmadan çıkış için reçete, piyasanın ürettiği sanal para (türev enstrümanlarla) yerine merkez bankalarının para basması olarak belirlendi. 2013 sonbaharına kadar balonu güçlü bir şekilde şişirmeye yardımcı olan bu reçete, o tarihte genişlemeye son verileceğinin açıklanmasıyla rafa kalkmıştı. Parasal genişlemenin sonlanacağı korkusuyla küresel piyasalarda gerçekleşen çalkantı çok kısa bir sürede reçetenin yeniden raftan indirilmesini sağlamıştı. İşte bu noktadan sonra küresel ekonomilerde dengesizliklerin daha da büyüyeceği döneme girildi. Dünya ekonomilerinin gelişme sağlayamaması daha fazla parasal genişlemeyi beraberinde getirdi. Pandemiyle birlikte parasal genişleme katlanarak arttı. Merkez bankaları basılamayacak kadar parasal genişleme yarattı ve sonunda genişlemeyi ancak sadece bilgisayar ekranlarında sıfırlar atma yoluyla gerçekleştirebilir oldular. Bugün dünyada en çok olan şey ekranlarda görülen dolar ve eurolardır. Bu rakamlar bir gün doğal gaza, ertesi gün petrole, ete, portakal suyuna, şekere, buğdaya, kömüre, kısaca aklınıza gelecek her şeye yatırılarak fiyatları akılların alamayacağı yerlere ulaştırdı. Sözü edilen fiyat artışları arz-talep dengesine bağlı oluşan fiyatlar değildi.  Kısa vadeli para hareketleriyle para kazanılmasının, ekonomilerin temel itici gücü olması nedeniyle artık mal fiyatını kullanan değil, spekülatörlerin belirlediği bir döneme girildi. Bugün artık bir metalin fiyatını işleyen değil, bilgisayarın başında fiyat hareketlerini inceleyen belirliyor. Hayvan yeminde, fiyatında olduğu gibi… Balon daha ne kadar şişecektir, göreceğiz. Newton ‘un dediği gibi “Kütlelerin hareketini hesaplayabiliyorum ancak insanoğlunun çılgınlığını asla.” Balon doğası gereği tahmin edemeyeceğimiz noktalara ulaşabilmektedir ancak gelinen noktada ekonominin çarklarını durduracak seviyeye ulaşmıştır.