19 yaşında idim..

Kıbrıs’ta Makarios adlı papaz iş başında idi.

Enosis denilen bir asker darbe yaptı...

Bütün Kıbrıslı Türkleri yerinden yurdundan ettiler, bazı Türk köylerinde ayaklanan Türkleri katlettiler.

Bülent Ecevit Türkiye Cumhuriyeti başbakanı idi Necmettin Erbakan ile koalisyon hükümeti yürütüyorlardı.

Dünyada hiç kimsenin beklemediği bir anda kahraman Türk Ordusu Kıbrıs’a çıkarma yaptı.

O gün rahmetli Bülent Ecevit’in ve Kıbrıs Türklerinin lideri Denktaş’ın konuşması halen daha kulaklarımda çınlıyor.

Türkiye’nin İngiltere ve Yunanistan’la birlikte Kıbrıs’ta garantörlük hakları vardı.

Türkiye Cumhuriyeti bu hakkı başarıyla kullandı.

Gel gelelim ki sahada kazandığımız savaşı masa başında kaybettik diye düşünüyorum.

Bu durum batı tarafından asla hazmedilmedi ve KKTC halkı Avrupa Birliği tarafından kandırıldı. Kıbrıs Rum Kesimi Avrupa Birliği üyesi oldu Türkiye ise halen daha bütün dünya tarafından ambargo uygulanan bir devlet olarak varlığını sürdürüyor.

Aslında bu da bir başarı Kıbrıs Türk halkı şimdiye kadar kimseye muhtaç olmadı aç kalmadı hatta hatta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çok çok daha refah bir hayat yaşamaya devam ediyor.

Tarihi zamana göre değerlendirmek gerekiyor o zamanki koşullar çok farklı.

Aradan geçen 51 yıl sonra Kıbrıs’taki durum içler açısından 1 mm ileri gitmedi. Kıbrıs Türk halkı sürekli kandırıldı. Birleşmiş Milletler Kofi Annan planı denildi. Avrupa Birliği denildi kandırıldı, gelen hiçbir hükümet başka ülkelerin Kıbrıs Türk tarafını kabul edeceği bir devlet oluşturmadı.

Velhasıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kuran Rauf Denktaş ve o zamanki hükümet Bülent Ecevit en kârlı işi yapmış oldular o günden günümüze kalan tek kâr Kıbrıs’ın bayrak sahibi oluşu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devletimizin oluşu.

Saygılarımla.