Küresel ölçekte yaşanan ekonomik, teknolojik ve toplumsal dönüşümler, kadınların hayatını derinden etkilemeye devam ediyor. Bu hafta UN Women raporları ve verilerine dair okumalar yaptım, UN Women’ın paylaştığı güncel veriler dönüşümün hızını ve kadınların bu yeni dünyadaki konumunu daha net görmemize yardımcı oluyor. Teknik göstergeler bize şunu söylüyor: ‘’Kalkınma, teknoloji ve eşitlik; kadınların güçlendirilmediği bir dünyada asla tamamlanmıyor’’
Kadınlar Küresel Ekonomide Ne kadar Görünür?
ILO verilerine göre kadınların küresel iş gücüne katılım oranı %47 ; erkeklerde ise %72. Ne yazık ki bu fark son 30 yıldır neredeyse hiç azalmamış. UN Women’ın raporlarına göre: Kadınlar dünya gelirinin yalnızca %33’ünü kazanıyor. Toplumsal cinsiyete dayalı ücret farkı küresel ortalama %20. Ücretsiz bakım emeğinin küresel ekonomiye katkısı 10,8 trilyon dolar, fakat resmi verilere bu katkı hiçbir zaman yansımıyor. Bu tablo bize ‘’Kadınlar çalışıyor, üretiyor, değer katıyor; ancak görünür kılınmıyor’’ tanımını net bir şekilde gösteriyor
Gelecek Teknolojisinde Kim Var?
Yeni ekonomiyi belirleyen alanlarda kadınlar hâlâ ciddi şekilde az temsil ediliyor. Çok kez gündeme getirdiğim, her platformda konuştuğum STEM konusu, STEM mezunlarının sadece %28’i kadın. Mühendislik ve bilişim alanlarında bu oran %15–20 arasında değişiyor. Yapay zekâ profesyonellerinin sadece %22’si kadın. Robotik, IoT, siber güvenlik gibi kritik alanlarda kadın oranı %15’in de altında kalıyor. Tüm bu veriler ışığında, eşitliği artık sadece bir sosyal sorun değil; teknolojik bağımsızlık ve rekabet gücü meselesi olarak tanımlamamız gerekiyor.
Karar Masalarında Kimler Oturuyor?
Küresel ölçekte üst düzey yöneticilerin %28’i kadın. Yönetim kurullarında kadın temsiliyeti ortalama %20–24. Parlamentolarda kadın oranı %26. Türkiye’de mühendislik temelli sektörlerde (otomotiv, makine, enerji, savunma sanayi) bu oran hepimizin bildiği üzere çok daha düşük. Yani ; kadınlar sahada çalışıyor, ama karar masasında hâlâ çok eksik.
Kriz Dönemlerinde Kadınlar Halen En Kırılgan Grup
Her 3 kadından 1’i hayatının bir döneminde partner şiddetine maruz kalıyor. Savaş ve kriz bölgelerinde kadınlara yönelik cinsel şiddet 7 kat artıyor. Kız çocuklarının %22’si hâlâ erken yaşta evliliğe zorlanıyor. Bu veriler ile net olarak şunu söylüyoruz ; Güvenlik bir kadın için “lüks” değil, hâlâ temel bir mücadele alanı olarak ortaya çıkıyor.
Kadın Güçlenirse Ekonomi Ne Kadar Büyür?
Kadınların iş gücüne eşit katılımı sağlanırsa küresel ekonomi 2030’a kadar 12 trilyon dolar ek büyüme sağlayabilir. OECD hesaplamalarına göre ; kadın istihdamındaki %1’lik artış, Türkiye dahil birçok ülkede GSYH’ye 0,5–0,7 puanlık olumlu etki yapıyor. Bu nedenle kadınların güçlenmesi bir “toplumsal cinsiyet meselesi” değil; ülkelerin rekabet gücünü artıran stratejik bir ekonomi politikasıdır. Kadınların geleceği, sadece sosyal adalet ya da eşitlik üzerinden değil; ekonomik büyüme, teknoloji üretimi, sürdürülebilirlik ve küresel rekabet üzerinden de konuşulmalıdır. Kadınlar desteklendiğinde; üretim artar, teknoloji gelişir, sürdürülebilirlik güçlenir, toplum zenginleşir. Demek istiyorum ki her alanda daha fazla kadın olduğunda, kadının görünürlüğü arttığında, kadın güçlendiğinde, gelecek daha doğru şekillenecektir.