Türkiye yaklaşık son 15 yıl negatif faiz dönemi yaşadı. Bu süreç 2001 yılıyla birlikte tarihi ultra negatif faiz uygulamasıyla taçlandı.
Türkiye bu süreci zorlamalarla yaşarken, dünyada da düşük faiz dönemine denk gelmesi bu politikanın uygulanmasını kolaylaştırmıştır. Sonuç olarak kamu ve tasarruf sahiplerinin imkanları piyasaya hesapsız şekilde dağıtılmıştır.
Varlık Etkisi’nin çok önemli sonuçlarını yaşadık. Zenginleşme hissiyatıyla tüketim seviyesi değişmiş ve üretim faktörlerine plansız yatırımlar yapılmıştır.
Ancak bu yatırımlar üretim yapımız üzerinde yapısal değişime olanak sağlayan türde olmaması nedeniyle dış ticaret açığının artmasına ve düşük kapasite kullanım oranlarına mahkum olmamıza neden olmuştur.
2023 yılına geldiğinde artık ülkenin ekonomik alanda normalleşmesi gerektiği ekonomi yönetimi tarafından ifade edildi. Sonrasında faiz artışlarıyla daha gerçekçi bazı adımlar atıldı. Sözü edilen adımlara mali, yapısal ve hukuki alanda destekler gelmeyince işler tekrar bozulmaya başladı.
Sonrasında malum, demokrasi ve hukuk alanında geldiğimiz nokta nedeniyle iki yıldır gösterilen özverilerin birden sıfırlandığına şahit olduk.
Her gün yapılan yeni açıklamalarla bandın iki yıl öncesine sarıldığını görüyoruz.
Piyasalarda yaşanan sıkışma, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesinde ciddi problemlere neden olmuştur. Her sektörden konkordato haberleri gelmektedir.
Döner lokantasının konkordato ilan etmesi nedir?
İfade ettiğimiz son 15 yıl içerisinde insanların borçlandıkça zenginleşmesi, kapasitelerinin çok üzerinde işlere kalkışmalarına neden olmuştur. Bu durum yönetilemeyecek kadar büyük bir dönerci dükkanını yaratıp iflas etmesine neden olabilmektedir.
Sanayide kapasite kullanım oranlarının sürekli düşük devam etmesi, üretimde karın kalmadığını ve sürdürülemez bir yatırım ortamının olduğunu söylemektedir.
Bu nedenle üretim şirketleri zarar açıklamakta, ödeme yapamamakta ve konkordatoya başvurmaktadır. Türkiye’de aynı işi yapmak isteyen çok şirket vardır. Bu noktada rekabet çok serttir. Diğer taraftan çok fazla kişi kredi çekip girişimde bulunduğu için arz-talep dengesi bozulmuştur.
Finansal olarak güçlü şirketlerin bu sağlıksız rekabet ortamı ve onun getirdiği karsızlıktan piyasadan çekildiğine dahi şahit olmaktayız.
Üretime yatırım yapılırken ihtiyaç duyulan insan kaynağı noktasında problemler de oluşmuştur. Yeterli talep, sıkılaşmış finansman piyasası üzerine pahalı olmasına rağmen sürekli problem yaşanan istihdam piyasası sanayicinin moralini daha da bozmaktadır. (Parasal genişleme çalışan nüfustan daha fazla artmıştır)
Dengeler alt-üst olmuştur. Yaşanan anlamsız süreçte neredeyse dayak yemeyen kesim kalmamıştır.
Görünen gelecekte piyasaların daha da sıkılaşacağı ifade edilmektedir.
Anlaşıldığı kadarıyla, bir süre daha silkelenmeye devam edeceğiz, ta ki normalleşeceğimiz zaman kadar.