Tarıma ne tür teşvikler var diye araştırırken çok ilginç bir teşvik çeşidine rastlıyorum.

Tarımda gençlere hibe ve destekler paketi altında, eğer 18 ve 41 yaş aralığında iseniz balıkçılık ve hayvan yetiştiriciliği için kilo başı veya hayvan başı teşvikler var.

Detaylara girince ben kriterleri pek doğru bulmadım. Burada amaç gençleri ve kadınları tarıma yöneltmek ama homojen olarak çalışabilecekken potansiyeli küçültmenin ne anlamı var, yaşı 42 olanın suçu ne?

Klasmanı önemli değil Avrupa’da hangi otele giderseniz gidin hepsinin girişinde ama mutlak surette hepsinin girişinde koca bir tepsi içerisinde gel de beni ye diye pırıl pırıl elmalar vardır.

Düşündüm, kesinlikle bir mecburiyet var mıdır diye sormadım ama ilk denk geldiğimde mutlaka soracağım.

Buradan yola çıkarak ülkeme ve teşviğe dönmek istiyorum.

Geçen yıl ülkemize gelen turist sayısı 50 milyon civarında, konaklayan misafir sayısı 30 milyon olsun.

Artı bir o kadar da yerli turistin konakladığını düşünürsek 60 milyon otel müşterisine birer elma ikramı şartı konulsa diyorum.

150 gramdan bir elma yapar size 8 milyon ton elma hem planlama hem de üreticiye potansiyel garantili satış.

Otele müşteri başına 15 TL gibi bir maliyet getirecek ama neticesinde planlama, lojistik, hizmet ve birçok sektöre de beraberinde iş getirecek.

Okullara her öğrenciye bir bardak sütü Tarım Bakanlığı direkt satın alsın veya bütün ilkokullara bir tabak mercimek veya domates veya tarhana çorbası veya enerji verebilecek bir tarım ürünü versinler.

Ne bileyim ben elma dedim, siz armut deyiverin.

Yeter ki düşünülsün ve uygulansın, aklın yolu bir.