Bugünlerde kamuoyunun yoğun olarak gündeminde tuttuğu, kurulacak bir enerji santralinde kullanılmak üzere kömür madeni ocağı açılması için üzerindeki zeytinliklerinin nakil olmasını da içeren kanun, TBMM’nin 19 Temmuz 2025 günlü oturumunda kabul edilerek yürürlüğe girdi. Bu arada, kanun içeriğinde zeytin ağaçlarının kesilme değil, nakil olma şartının yer alması, yasa koyucunun zeytinin korunmasını yine de ön planda tuttuğu, kanuna karşı yoğun tepki veren, yöredeki zeytinlik sahiplerinin pek dikkatini çekmedi veya dikkate almak istemediler, herhalde.

1939 yılında yürürlüğe giren ve bugüne dek hassasiyetle uygulanan 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu ile zeytinliklerimiz korunmaktaydı, kesilmesi önlenmişti. Bu korumayı kaldıran yeni kanun uygulamasına karşı yöre halkının haklı ve büyük tepkisi sahadaki gösterileriyle canlı olarak devam ediyor. Ben bu tepkileri dinledikçe ve okudukça konuyu, tüm meslek yaşantımı geçirdiğim DSİ’deki bakış açısı içinde değerlendirdim.

DSİ’nin tüm projeleri doğanın içinde, su ve toprak kaynaklarının insanımızın kullanımına sunulmasına, akarsuların taşkınlarının insanımıza vereceği zararların önlenmesine, suyu toprakla buluşturup toprağın veriminin artırılmasına yönelik çözümler içerir. Bu projelerin uygulanmasında, gerekli olduğunda ormanların içinden de, zeytinliklerin içinden de geçilir. Projelerin düzenlenmesinde, bu geçişlerin çevreye en az zarar verecek tarzda olmasına büyük hassasiyet gösterilir. Özellikle zeytinlikler çok hassas alanlardır, sulama kanallarının geçeceği alana denk gelen zeytin ağaçları budanarak yeni alanlara nakledilir ve birkaç yıl içinde eski verimliliğine kavuşur.

İşte çok yoğun tartışılan, kömür madenini işletmeye açılması için üzerindeki zeytinliğin kaldırılması konusunda, DSİ bakış açısıyla, devletimizin projeden sorumlu kurumuna, dünya enerji üretim sistemlerindeki değişimi göz önünde tutarak, kesin bir çözüm öneriyorum, Kömürle Enerji Üretmekten ve Kömür Madenini işletmeye açmaktan vazgeçin!

Evet vazgeçin, zira Dünya ülkelerinin, Türkiye dahil, 2021 yılında imzaladığı Paris Anlaşması insanlığın karşısındaki doğa felaketi, İklim Değişikliği ile mücadelede ülkelerin atmosfere CO2 salınımlarını azaltma ve sonlandırma hedefine paralel etkin adımlar atmak zorunda olduğumuzu hatırlayın. AB ülkeleri Paris Anlaşması sonrası kömürle çalışan enerji santrallarını kapattı, sadece Almanya, Ukranya-Rusya savaşı sürecinde doğalgazda oluşan fiyat artışı nedeniyle bazı kömür santrallarını yeniden işletmeye açtı. AB’deki bu dönüşüm paralelinde biz de kömürle çalışacak yeni enerji santralı açmak yerine, çevredeki kullanılmayan boş alanlarda Güneş Enerjisi sistemleri, rüzgar alan bölümlerde Rüzgar Enerjisi sistemleri yerleştirerek temiz enerji üretebiliriz, böylece zeytinliği kaldırma tartışmasına da son verebiliriz.

Bu vesile ile alandaki zeytin üreticilerine de bir önerim var. Gelin yaşadığınız köy bazında kol kola girin, Hollanda Modeli Kooperatif çatısı altında toplanın, üretime bu çatı altında devam edin, hem masraflarınız azalsın, hem veriminiz, hem de kazancınız artsın. Şimdi gelin bu çatının oluşumunu anlatayım size;

Zeytinlik sahibi olanlar yaşadıkları köy bazında kuracakları kooperatif çatısı altında, alan ve zeytin varlığınız oranında ortak olarak kol kola girin, iki yılda bir yapacağınız genel kurulla yönetim kurulunu ve başkanını seçin. Zeytinliklerinizdeki tüm işlemleri, tek elden, kooperatif yönetiminizce yürütün. Sahanın sürülmesinden, gübrelenmesine, ağaçların budanmasına, ilaçlanmasına, gübre ve ilaçların toptan alınmasına kadar tüm işlemleri kooperatif eliyle, hem daha ucuz hem de daha verimli yürütün.

Zeytin toplanma safhasında her üye topladığı zeytini, tartarak kooperatife teslim etmesi sonunda, ürün araya aracı girmeden, doğrudan Kooperatif tarafından pazarlanır ve satış gerçekleşir.

Kooperatif kendisi de yağhane kurabilir veya yağa dönüştürülecek zeytini, üye bazında miktarlarını önceden ölçerek ve yağhanelere aktararak, yağ üretilir. Üretilen yağ kooperatifçe pazarlanır. Gerek tane zeytin, gerek zeytinyağı üretiminde oluşacak kar, katılım oranında üyelere dağıtılır.

Bu yazdıklarımı, maden ocağı açılmasına karşı kol kola girip direnen zeytinlik sahibi vatandaşlarımızın değerlendirmesine sunuyorum. Gelin o direnişte gösterdiğiniz kol kola girme gücünü, yukarda açıkladığım Kooperatif Oluşumunda da gösterin, güçlenerek zeytinlerinize ve zeytininize sahip olun ve de kazancınızı artırın.