Bu hafta sizlere klasik çöplüklerden değil, uzaydaki çöplüklerden söz etmek istiyorum. Daha 100 yıl öncesinde sınırlı bir kesimin gündeminde olan “çöp” olgusunun bugün uzaya kadar uzandığını görmek normal sayılıyor. Dünyadan yüz binlerce kilometre uzakta gökyüzünde yer alan yörüngeler aslında gözle görülmeyen çöplüğe dönüşüyor. Uzay çöpü; işlevini yitirmiş uydular, roket üst kademeleri, uzayda patlamış ya da çarpışma sonucu parçalanmış araç parçaları gibi insan yapımı nesnelerden oluşuyor. Uzay çöpünün boyutlarını, nedenlerini, risklerini ve çözümlerini ele almak istiyorum.
Sorunun Boyutu
Yörüngeler yavaş yavaş bir çöp alanına dönüşmüş durumda. NASA verilerine göre alçak dünya yörüngesinde milyonca parça insan yapımı nesne bulunuyor. Örneğin, çaptan dolayı izlenebilen yaklaşık 20.000 adet nesne (12 bini aktif uydu) olduğu belirtiliyor. Çok küçük ama yine de tehlikeli parçaların sayısının ise yüzbinleri bulduğu öne sürülüyor. Örneğin, çapı 10 cm üzeri izlenebilen nesnelerin sayısı 25 binden fazla. Çapı 1 cm - 10 cm aralığında olan parçaların nüfusu yaklaşık 500 bin civarındadır. Daha da küçük parçaların sayısının ise 100 milyonları bulabileceği tahmin ediliyor. Bu rakamlar yalnızca bir sorun olmaktan çıkıp, yörüngelerin sürdürülebilir kullanımına doğrudan tehdit oluşturduğunu gösteriyor.
Bu çöplüğün oluşmasında birçok neden var.
-Kullanım ömrünü tamamlamış uydular ve roket boş üst kademeleri.
-Uzayda meydana gelen patlamalar veya parçalanmalar. Roket üst kademelerinde zaman içinde patlama meydana geliyor ve çok sayıda parçaya ayrılıyor.
-Uydu ya da roket çarpışmaları. Örneğin, iki işlevsiz uydu ile bir çöp parçasının çarpışmaları sonucunda binlerce yeni parça ortaya çıkabiliyor.
-Anti uydu testleri: Bazı devletler eski uyduları yok etmek için anti uydu silahları kullanıyor ve bu tür testler ciddi oranda çöp üretimine sebep oluyor.
Özetle, yörüngede çöp üretimi sadece atılan bir şey değil, kazalar, patlamalar ve sistematik testlerle de sürekli artıyor.
Uzay çöpünün riskleri ve etkileri çok yönlü. Bir çöp parçasının bir uydu ya da insanlı uzay aracına çarpması, büyük hasarlara sebep olabilir. Bu da yalnızca o aracı değil, onunla çarpışan diğer parçacıkları da doğurabilir ve zincirleme reaksiyon başlayabilir. Uzay araçları için çarpışmadan kaçınma manevraları gerekli. Bu manevralar yakıt gerektiriyor ve aracın ömrünü kısaltabiliyor.
Uzaydan yeniden dünyaya veya atmosfere giren parçalardan kaynaklanan metalik bileşiklerin stratosferde ve üst atmosferde tespit edildiği bilimsel çalışmalar var. Örneğin, uydu parçalarının yanması sonucu serbest kalan alüminyum oksit gibi maddelerin ozon tabakasına zarar verebileceği öne sürülüyor.
Haftaya devam edeceğim…