Mayıs ayı, özel günlerin yoğunlaştığı, baharın müjdecisi bir zaman aralığı.
Nisan sonundan gelen iki günle bütünleşen 28 Nisan-4 Mayıs Kardeşlik Haftası ile başlıyor.
Sonra 1 Mayıs İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Günü. Ardından Mayıs’ın ilk cumartesi günü başlayan Trafik Haftası ve 4-10 Mayıs arasında İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası. Yine 4-10 Mayıs arası Hıdırellez Kültür ve Bahar Bayramı.
6 Mayıs Danıştay ve İdari Yargı Haftası, 10-16 Mayıs Müzeler Haftası, yine 10-16 Mayıs Sakatlar Haftası. Her Mayıs ayının ikinci pazar günü Anneler Günü. Bu yıl 11 Mayıs gününe denk geliyor.
12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası. Arada 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü ve yine 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü.
15 Mayıs Yeryüzü İklim Günü, yine 15 Mayıs Hava Şehitlerini Anma Günü, 17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon Günü.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. 19-25 Mayıs arası ise Gençlik Haftası.
21 Mayıs Dünya Süt Günü, 29 Mayıs günü İstanbul’un Fethi.
31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü, yine 31 Mayıs Dünya Hostesler Günü.
Dini bayramlarımız da her sene 11 gün öne gelerek yıldan yıla değişen ay ve günlere gelmekte. Bu yıl 6-9 Haziran’a denk gelen Kurban Bayramı, önümüzdeki sene yani 2026 yılında 27-30 Mayıs tarihlerine, 2027 yılında 17-20 Mayıs, 2028 yılında 5-8 Mayıs tarihlerine denk gelerek 3 yıl boyunca Mayıs ayında kalacak.
2025 yılında resmî bayramlar nedeniyle ne kadar tatil günü var diye bakılırsa, 14,5 gün olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bilindiği üzere bayramların denk geldiği günleri hafta tatillerine bağlayarak aralardaki çalışma günlerini ücretli izinli sayan düzenlemeler de yapılıyor ve tatil günleri uzayabiliyor.
Daha çok tatil, insanları mutlu eder. Dinlenmek, performansları olumlu etkiler. Buna kimsenin itirazı olmaz. Ancak 600 milyar dolara yaklaşan dış borç, yüzde 45’lerde enflasyon rakamları, üretmeyi unutmuş ithalata mecbur gıda sektörü, en büyük kâğıt para 200 TL ile yarım kg kıyma alınamayan bir ekonomimiz varken, doktor ve ilaç fiyatlarının son 3 yılda yüzde 350 arttığı ülkemizde tatil yapma lüksümüz ne kadar sizce? Kaldı ki ülkemizde 4 kişilik bir ailenin 1 hafta tatil maliyeti neredeyse 10 asgari ücret tutarında.
Haftada 5 gün çalışıyoruz. Her yıl 365 günün 104 günü hafta tatili, 15 günü resmî tatil, 15 gün senelik izin dersek kalan işgünü sayısı 231 gün. Günde 8 saat çalıştığımıza göre, günün üçte birinde çalışıyoruz. Böyle bakınca 231 günün sadece 77 günü çalışıyoruz denebilir. Gün içinde yemek paydosu için 1 saat, çay saatleri için yarım saat ayırdığınızda ortalama yıllık iş gücü kaybı yüzde 20 oluyor ve 73 gün ediyor. Bunu da çıkarsak kalan 4 gün. Yılda 3 kere doktora gitseniz sadece 1 gün kalacak. Demek ki bayramlarda 4-5 gün idari ücretli izin verildiğinde çalışmadan maaş ödenecek. Daha bunun raporu var, doğum izni var, ücretli izinler var, var da var.
Peki, ekonomiyi nasıl güçlendireceğiz?