Bir ürüne mi ihtiyacımız var? Artık çok kolay. Elimizdeki cep telefonundan başlıyoruz aramaya.

“En ucuz nerede var? Az kullanılmış da olsa olur.” derken, mübarek yapay zekâ önümüze ihtiyacımız olan ürünün bin bir çeşidini çıkarmaya başlamaz mı? Artık bizim aramamıza gerek yok.

Mangal mı lazım? Yağmur gibi mangal yağıyor sayfamıza.

Masa mı lazım? Masadan nefret edersin.

Önümüze ilanların çıkmasının nedeni; ilanla birlikte reklam veren müşterinin işini görmek, yani amacına ulaştırmak. Ama hangi işi? İhtiyacı olanla satıcıyı buluşturmak mı, yoksa dolandırılmasını sağlamak mı?

Şimdi bir görsel bulun. Hatta bir reklamı aynen alın, kaydedin. Altına fiyat yazın ve ilan verin. Artık dolandırıcılık da çok kolay.

Bir ürün normal fiyatının ne kadar altında olursa hoşunuza gider? Ne kadar ucuz olsa o kadar iyi olur, değil mi? Ama Allah insana akıl fikir vermiş, değil mi ya canım!

Bir ürün ne kadar ucuz olabilir ki? İşte işin püf notasına geldik. Bunun ayırımında değilseniz, dolandırılmanız an meselesi.

Banka da elimizin altında: IBAN yaz, rakamı gir, onay tuşuna bas… Gitti para!

Yaza girerken bir rattan masa takımı alsak balkona. Oh, ne güzel olur. Pat karşınızda rattan masa takımı! Fiyatı 7.500₺. Aa, iyiymiş. Hem de yanında salıncak hediyeymiş. Bir de pazarlık yaparız; altıya, altı buçuğa aldık mı tamam. Bu yaz keyfimize diyecek olmaz.

Kışa girerken bir şömine soba alsak kış bahçesine. Çıtır çıtır yansa, üstünde kestane pişirsek. Aa, bir tane var. Hem de 5.000₺. Üstüne üstlük döküm odunluk, maşa takımı da yanında hediye.

Yahu nerde bu yoğurdun bolluğu? 225.000₺’lik rattan takımını sana 7.500₺’ye verirler mi? Satan bu kadar mı aptal? 60.000₺’lik üstü fırınlı şömine sobayı sana 5.000₺’ye verirler mi?

Benzer ilan veren kişilerle WhatsApp’tan yazıştım. Epey bilgiye ulaştım. Pazarlık yapmaktan çekinmeyin. Mesela 7.500₺’lik bir ürüne korkmadan 3000₺ teklif edin. Hiç kızmıyorlar; pazarlık uzun sürmüyor, hemen kabul ediyorlar.

“Ver Şaban’a, gitmez yabana” hesabı.

İlan veren sadece Marmara Bölgesi’ne veriyor. Bilin bakalım ürün nerede çıkıyor? Nerede olacak? Van’da, Kars’ta, Kastamonu’da.

Satıcıya, “Benim nakliye şirketim var; oradan geçen şoför uğrayacak, parayı verip teslim alacak” dediğiniz zaman işin rengi meydana çıkıyor. Çoğunlukla engelliyorlar.

Tüketici için en tehlikeli, dolandırıcı için de en sihirli sözcük:

“İmalattan halka satış”.

“Vay be! Mağazada on bin lira olan ürünü, fabrikası bin beş yüz liraya satıyor. Bak bak bak, mağazalar ne para kazanıyor.”

Bu fikre kapıldınız mı, paranız kesin gitti.

Birine, “Madem imalatçısınız, elinizde kaç tane varsa hepsini alayım” diye yazdım.

“500 bin adet var” diye cevap yazdı. Yani elinde “Üç milyar yedi yüz elli milyonluk” stok varmış. Peh peh peh… Ne üretici ama.

Aslında anladığım için kibarca küfür ediyor. Tabii yine engeli yedik.

Dolandırıcılık insanlık tarihi kadar eski. Ama önceden çok ciddi çaba isterdi. Şimdi oturduğun yerden milyonlara ulaşıyorsun. Her mesleğin altın çağı vardır. İşte bu çağ da dolandırıcılığın altın çağı. (Bir meslek daha altın çağını yaşıyor. Onu da başka bir gün birileri yazar.)

Tamahkârlıktan uzak güzel günler diliyorum değerli dostlar.