Ülkece yine ektiğimizi biçiyoruz. Mesleki ve teknik eğitimi arttırmak yerine azaltmak, üniversiteler ile iş dünyasının bir türlü işbirliğini ihtiyaç olan seviyeye çıkartamaması bugün gelinen durumda işverenlerin bırakın nitelikli ara kademe işçi bulmasını, neredeyse sadece nefes alan işçi dahi bulamaması sonucunu doğurmuştur. Elbette ki İş Güvenliği Yasası ile de işverenin sadık ve kalıcı istihdam yaratması neredeyse imkânsız oldu. Bu konuyu da başka bir zaman değerlendiririz.

Çalıştıracak işçi bulamayan işverenler istihdam kaynağı olarak işçi kiralama şirketlerine gitmekte ancak ciddi riskler almaktadır. Bunun asıl sebebi ise işçi kiralaması yapılan şirketlerin “Özel İstihdam Bürosu” olmamasıdır.

İş Kanunu madde 7 hükmüne göre geçici iş ilişkisi ancak bu konuda özel olarak yetkilendirilmiş özel istihdam bürosu aracılığıyla yahut bir holding içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı olarak faaliyet gösteren şirketler arasında kurulabilir. Buna göre bir şirket ile anlaşmadan önce yetki belgeleri olup olmadığını sormak gereklidir. Göreceksiniz ki bu işi yapmasına karşın birçok şirket bu yetki belgesinden habersiz.

Doğrudan işçi bulmakta zorlanan işverenlerin geçici iş ilişkisi kurma yetki belgesi olmayan firmalardan işçi temin ettikleri durumda geçici işverenler hem hukuki hem de cezai açıdan asıl işveren gibi sorumlu olacaktır. Yapılacak hiçbir sözleşme ise doğabilecek zararı tahmin edip teminat alınmadığı sürece işvereni sorumluluktan kurtarmayacaktır.

Ayrıca hem işçi talep eden geçici işverenlere hem de yetkisiz işçi temin eden firmalara 4904 sayılı Kanun’un 20’nci maddesi uyarınca, idari para cezası uygulanmaktadır. Kurumdan izin almamasına veya yetkisi iptal edilmesine rağmen geçici iş ilişkisi düzenleyen gerçek veya tüzel kişilere 298 bin 592 TL, fiilin tekrarı halinde ise 597 bin 191 TL, bu kapsamda hizmet alan geçici işverenlere ise 119 bin 428 TL idari para cezası uygulanmaktadır.

Bunun yanı sıra işçi kiralama yapılabilmesi için mutlaka kiralamayı gerektiren bir sebebin olması gerekir;

Doğum izni, analık izni, ebeveyn izni vs. gibi hallerde (Halin devamı süresince),

İşçinin askere gitmesi, yurtdışına eğitime gitmesi vs. gibi iş sözleşmesinin askıya alınmasını gerektiren hallerde (Halin devamı süresince),

Mevsimlik birtakım işler (Süre sınırlaması yoktur),

Ev hizmetleri (Süre sınırlaması yoktur),

İşletmenin ortalama mal ve hizmet üretim kapasitesinin öngörülemeyen şekilde artması durumunda;

Özel istihdam bürosu aracılığıyla 4 aylık yapılır. En fazla 4’er ay olmak üzere toplamda 8 ayı geçmemek üzere 2 defa yenilenebilir. Yani ne olursa olsun en fazla 8 ay sürebilir.

Aynı holding bünyesinde veya aynı şirketler grubu içerisinde 6 aylık yapılır. En fazla 6’şar aylık olmak üzere 2 defa yenilenebilir. Yani ne olursa olsun en fazla 18 ay sürebilir.

İşletmede işçi kiralama kapsamında çalışacak işçi sayısı çalıştırılan toplam işçi sayısının ¼’ünü geçemez.

Sonuç olarak özel istihdam yetkisi olmayan şirketler aracılığı ile işçi tedariğinin sağlanması amaçlanırken işverenin aldığı riskleri bilmesi gerekir. Kaldı ki yetkisiz şirketler de çalışan işçiler de, genellikle ücretlerini tam olarak alamamakta, aldıkları ücretler SGK’ ya tam bildirilmemekte ve sonuç olarak iş arayan ile işçi arayan iki tarafta mağdur olmaktadır. Elbette ki gerek işverenlerin gerekse ilgili kurum ve odaların her gün artan bu sorunu bilmesine karşın sadece şikayet etmesi de anlaşılır bir durum değil.