Amerikan Hava Kuvvetlerine mensup bir asker olan Aaron Bushnell geçtiğimiz günlerde kendini yaktı.

Peki Bushnell kimdir önce ona bir bakalım.

Aaron Bushnell, 25 Şubat 2024'te hayatını kaybeden bir Amerikan askeriydi.

Kendisi hakkında bilinenler şunlar:

• 1998 doğumlu olup, Orleans, Massachusetts'te bir İsa Topluluğu'nda büyüdü.

• Mayıs 2020'de Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetlerine katıldı ve siber güvenlik alanında eğitim aldı.

• 25 Şubat 2024 günü, Washington, D.C.'de bulunan İsrail Büyükelçiliği önünde kendini ateşe verdi. Bu eylemi, Filistin'deki duruma tepki olarak gerçekleştirdiği iddia edilmektedir.

• Kendini yakmasının ardından hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı.

Bir insanın kendini yakması ne demek?

Bu kararı vermesi ne demek?

25 yaşında, hayatının baharında, en yaşanılası zamanda, en acılı şekilde ölümü seçmek ne demek?

Bunu anlamak için ne hissettiğini bilmek lazım.

Eskiler intihar eylemi için, “Allah insanın aklını almadan canını almaz” derlerdi.

Yaşamak güzel bir şey. Bunu yapınca hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilmiyor muydu acaba?

Yaşamak bazımız için katlanılası değil, ağır bir yük.

Empati yeteneği o kadar yüksekti ki dayanamadı. İçi öyle bir yanıyordu ki dışının da yanmasını hiç sorun etmedi.

Yoksa bir insanın başından aşağıya benzin dökmesi ve bile isteye kendini cayır cayır yakması başka türlü ne ile izah edilebilir ki!

Keşke yapmasa, başka türlü mücadele etseydi.

***

Geçtiğimiz günlerde Müzikli Miras oyunumuzu beşinci ve altıncı kez oynadık, arka arkaya sahneye koyduk.

26 Şubat’ta Ahmet Vefik Paşa Devlet Tiyatrosundaydık. Çocukluğundan beri orada tiyatro izlemiş benim gibi biri için, 60 yaşında o sahnede olmak, MintekSanat olarak bir oyun sahneye koymak ne duygu dolu bir şeydir anlamanızı isterim.

Ayşe Alagöz’ün yazdığı Dr. Yaşar Can Bağartırlar’ın yönettiği bu oyunu yine TEV’in genç doktorlar yararına “Hekimler Söylüyor Bursu” için oynadık.

Digital bir delilik yaşadığımız, elimizdeki telefon denilen aygıtların esiri olduğumuz bu çağda Müzikli Miras sanatın iyileştirici gücünü mizahi bir dille anlatıyor seyircisine.

Oyunda İlhan ve İrem karakterleri bulunuyor. Birini oğlum Arda, diğerini gelinim Selin oynadı. Bu iki karakter şehrimizin yetiştirdiği özel insan, üstat, filozof, şair, olağanüstü ses, büyük hayranı olduğun İlhan İrem’e bir saygı duruşu aynı zamanda.

Her oyunun sonunda dediğim gibi,

“Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuştur” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünün de altını çiziyoruz aynı zamanda.

****

Geçtiğimiz günler ve gelecek yirmi-otuz gün de yerel seçim propagandaları ile geçti, geçecek.

Ortalık yine toz duman.

İnanın hiçbir partinin ne müziğini ne vaadini ne de bayrağını göresim yok.

Yemin ediyorum, hiçbirini göresim yok!

İnsan diksen insan çıkacak şu bereketli topraklar…

Ormanlar, denizler deryalarla çevrili şehirler…

Girişimci ve çalışkan insanların kurduğu sanayiler…

Her türlü yeraltı ve yer üstü zenginlikler, madenler…

Ve istediğin vergiyi koysan gıkı çıkmayan köylü, işçi, memur, işveren…

Bu bollukta istediğimiz tek şey refah ve huzur. Allah aşkına çok şey mi istiyoruz?