Tarihsel, geleneksel, dinsel anlamını bir yana bırakıp günümüzde yaşadığımız bayramın ne anlama geldiğini düşündüm bu sabah.
Bir çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren bakıyor ve anlamaya çalışıyor etrafını. Bir sabah keşfediyor bir farklılık olduğunu; kendi gibi herkes farklı giyinmiş, özel yemekler yapılmış, gelmeyenler gelmiş, hediye ve harçlık almış...
Her yıl biraz daha anlıyor bu özel günleri ve bir sevinç dolduruyor yüreğini...
Çocukluğumuzdan beri bildiğimiz ve resmî olarak kutlamaya zorlandığımız bayramlar vardı. 27 Mayıs Hürriyet, Egemenlik ve Anayasa Bayramı gibi. Şimdi öyle bir bayram yok mesela. Unutuldu gitti.
Oysa radyoda şarkılar çalardı, resmî geçitler düzenlenirdi.
Bazı bayramlar ise değersizleştirildi. Adı var, kendi yok!
Ramazan ve Kurban Bayramı ise hep aynı, hiç değişmedi.
Özünde İslam dini inanışından çıkan bu iki bayramda da inanmasa bile sevinç duydu insanlar. Bunun adına da “Bayram Sevinci” dendi.
Oruç tutmayan, kurbanda kurban kesmeyen hatta buna karşı olan insan bile duydu o sevinci. O da hazırlıyor kendini; tıraş oluyor mesela, güzel giyiniyor. Çünkü o güne bayram denmiş. Kızı gelecek, belki sevdiğini görecek, belki bir akrabasına gidecek.
Sırf adı bayram olduğu için birçok güzelliğe vesile olan bu özel günler bu yüzden çok seviliyor.
Sadece tatil olduğu için sevinen bile var. Bu da bir sevinç kaynağı çünkü.
Bayram sevinci çok önemli. Hayata renk katan, anlamlandıran bir şey.
Eskiden babam, “Gelen komşu düğünü değil, bayram” derdi. Bu söz bayramın ne kadar önemli olduğunu göstermiyor mu?
Yüreğiniz ömrünüz boyunca bayram sevinciyle dolsun. Sevenlerinizden, sevdiklerinizden vakitsizce ayırmasın.
Şunu hiçbir zaman unutmayalım.
Bir bayram var ki o bayram olmasa hiçbir bayramımız olmaz, hiçbirini kutlayamayız.
O bayramın adı:
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI’DIR.
“Sevinç varsa umut daima vardır. Umut varsa sevinç mutlaka olacaktır.”
Bayramımız hep kutlu olsun.