En sevdiğin çiçek ne derseniz ZAMBAK derim. Öyle güzel kokar ki tarifi yok.

Bahardır. Başarmak, yeniden başlamaktır.

En çok sevdiğim kitaplardan birisinin de adıdır. “Beyaz Zambaklar Ülkesinde”

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, yoksulluğa, imkânsızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan iş adamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya'yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde anlatıyor.

Kitabın yazarı Grigoriy Petrov, bir meyhanecinin oğludur ve papaz olmuştur. Zamanla aranan ve saygı duyulan bir vaiz olmuştur. Başarısının sırrı sözü fısıldar gibi söyleyen, aynı zamanda hem otoriter hem de etkileyici sesinin sihirli tınısındaydı. Hayatı yeniden inşa etmek gerektiğine inanırdı ve insanları ikna etmek için yorulmadan çabaladı.

Petrov’un en çok etkilendiği kişi bataklıklarla dolu Finlandiya’yı beyaz zambaklar ülkesine dönüştüren Johan Vilhelm Snelman idi.

Snelman ise 1806 yılında Finli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, önce din adamı olmak istemiş ancak daha sonra filozof olmaya karar vermiştir. Lund Üniversitesinde kürsü başkanı olarak akademik kariyerini sürdürürken ülkesinin başkenti Helsinki’ye gelerek uzak bir bölgede lise müdürlüğü yaptı. İlk halk okulunu açtı, onun sayesinde birkaç yeni okul açıldı ve iki ulusal gazete yayın hayatına başladı. Yayınladığı gazete ülkede toplumsal konuların konuşulduğu ilk basın organı olma özelliğine sahipti. Üniversitelerde özgür bir ortamın oluşması ilk icraatlarından biriydi.

Kendini suçlu ve eksik hissetmeyen var mı ülkemizin içinde bulunduğu duruma ilişkin.

Okumanızı çok isterim.

Kendinize, çocuklarınıza ve ülkemize bir katkımız olabilir.

Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki "yaşamı yenilemek" için mutlaka bu kitabı okumalıydılar.

Atatürk o kitabı öyle çok seviyordu ki, son baskısı Koridor Yayınlarından çıkan kitabın kapağında kırmızı zeminin üzerine kalın harflerle “Atatürk’ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap” yazıyordu.

Bizim borcumuz var unutmayın.

İsteyen herkese kitabı gönderebilirim.