Ekim ayında meclisin açılmasıyla Yargı paketleri gündemimize girdi. 11 ve 12. Yargı paketlerinin meclisten kısa sürede geçmesi bekleniyor.

Kırk maddeden oluşan 11. Yargı Paketi'nde "meskun mahalde silah atma, trafikte yol kesme, bilişim suçlarının önlenmesi, sanal bahis ve kumar, çocukların suçtan korunması" gibi düzenlemelerin yer aldığını öğrendik.

Bu paket meclis adalet komisyonundan geçti. Sanırım birkaç gün içerisinde yasalaşacak. Kırk bir maddeden oluşan 12. Yargı Paketi ise iktidar partisi milletvekillerine sunulmuş. Daha ham. Bu paket daha ziyade hukuk davalarında bir takım esas ve usul hüküm değişikliklerini içeriyor.

İlgili bakanlık, açıklamalarında devamında 13, 14, 15. paketlerin geleceğini belirtiyor. Yargı reformunun sürekliliğine, ihtiyaçlar geliştikçe talepler geldikçe mevzuatı iyileştirmeknoktasında bakanlık ve meclisin ihtiyaçlara uygun biçimde yasalar üreteceğine vurgu yapıyor.

Gelelim sahaya ve gerçeklere. Adli yıl açılışında konuşan Yargıtay Başkanı , daha doğumunda yapılan tıbbi hata nedeniyle gözlerini kaybeden bebeğin ana babasının açtığı davanın 14.yılında bir yargı mensubu olarak utançtan 14 yaşına gelen çocuğun gözlerine bakamadığını (son derecede haklı- duygulu ve insani bir anlatımla) dile getirdi. Arama motorundan izleyiniz.

Dönelim, 12.Yargı Paketi’ne göre istinaf mahkemelerinde dava dosyası inceleme süresi ALTI AYA indirilecek-MİŞ.! Hâlâ akıllanmadık değil mi. Yakın zamanda çıkarılan bir pakette tüm hukuk davaları için “Davanın karara bağlanma hedef süresi mahkemelerce zapta geçirilmesi ve vatandaşa bildirilmesi” hükmü yer alıyordu. Bu süreler çok kısa sürede lafta kaldı.

Bursa istinaf mahkemelerinde , itiraz incelemeleri için hatta bazıları çok aciliyet gerektiren incelemeler için (4)- hatta (5). bekleme yılını dolduran binlerce dosya var. Dava bitmiş yahu, itiraz ediyorsun 4-5 yıl sonra itirazın inceleniyor. Bu nasıl kötü sistemdir adalet neresindedir?

Son beş yıllık enflasyon ve fiyat artışları paranın satın alma değerini onda birine düşürdü. Son sekiz yılda yirmide birine. Gelin görün ki sekiz yılda karara bağlanan yüz bin liralık bir alacak- tazminat davasının, ya da belediyenin devletin vatandaşa ödemek zorunda olduğu kamulaştırma parasının yasal faiziyle sekiz yılda ulaşacağı değer yüz altmış bin lira.

Yani olması gereken, yüz bin liranın iki milyon TL olarak ödenmesi, ama adalet mekanizmamız size yüz altmış bin lira değeri vererek sizin cebinizden hak ettiğinizin yüzde 90‘ınıalamamanızı sağlıyor. Anayasa Mahkemesi resmi gazetede yayımlanan kararıyla (Ekim 2025) bu duruma isyan edip meclise bu mağduriyeti giderecek bir kanun çıkarılması için altı ay süre veriyor, “Yoksa sayısı yüz binleri bulan tüm dosyalarda hak ihlali kararı vereceğim çabuk kanun çıkar, munzam zarar (yani adli gecikmeden dolayı paranın satın alma gücünün düşmesiyle doğan mağduriyetleri) önle” diyor.

Bakanlıktan TISS yok. Nasıl olsun? Enflasyon, fiyat artışları hak ihlallerini önlemek ciddi büyük iş. Gerçek adaleti sağlamak büyük iş. Öyle paketle maketle geçiştirilebilecek sıradan işler değil. Neticesinde belediyeler, kamu kuruluşları, koca şirketler, borcunu zamanında ödemeyip karşı tarafı mağdur eden büyük yapılar ellerini cebine atmak zorunda kalacak. O zamana kadar da devletin adalet hizmetlerini gereği gibi zamanında ve layıkı ile yerine getirememesinin tüm zarar ve sorumluluğunu yine düzgün vatandaş ödeyecek.

Ne diyelim, yeni hediye paketlerimiz hayırlı olsun güle güle kullanalım. Kalın sağlıcakla.