Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreği geride bırakılırken pek çoğumuzun geçen yüzyılda noktalandığını sandığımız ülkeler arası savaşları televizyondan, sosyal medyadan izliyoruz.
İlginçtir, ülkeleri başka büyük bir ülkenin ordusuyla savaşan Rus vatandaşlarının gündelik yaşamları neredeyse aynı. Sanırsınız onlar da televizyon başında izliyor bu kanlı savaşı. Şehirlerinde, köy ve kasabalarında gündelik yaşamda değişen bir şey yok. Hatta para birimlerinde bile.
İsrail’in Filistinlilere zulmünü ise tüm dünya çekirdek çıtlatarak izliyor.
Öyleyse biz de izleme tavsiyesi verelim.
Bir TV platformunda “Turning Point” (Dönüm Noktası) adıyla yayımlanan yakın tarih belgeselini şiddetle öneririm.
Son yüzyılda Avrupa, Asya, Vietnam, Kamboçya, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, komünizmin yükselişi ve çöküşü, SSCB’nin dağılışı, Berlin Duvarı, Rusya’nın Afganistan’a, Çeçenistan’a, Gürcistan’a, Ukrayna’ya girişi ve emelleri, Ortadoğu’da son çeyrekteki dağılma ve dalgalanmalar gibi daha pek çok tarihi olay ve kişi enine boyuna hikâyeleştirilerek irdelenmiş.
Yine yakın zamanda ahirete göç eden Uruguay Devlet Başkanı Pepe belgeseli, keza Küba belgeseli, Karayipler ve Güney Amerika’yı, Amerika’nın rolünü anlatan nefis izlenceler.
İkinci Dünya Savaşı’na dair ne kadar yayın varsa elimden geçmiştir, kaç belgesel varsa izlemişimdir. Pek çok savaşın kahrolası aptalların elinden çıktığı, halkın bu aptallıklara kandığı, kazananının olmadığı, ceremesini garibanların çektiği o kadar açık ki.
Sadece bu birkaç belgesel ortaya koyuyor ki Mustafa Kemal, meşhur sözüyle milyonlarca ifadeyi ve doğruyu sadece dört müthiş kelimeye sığdırmış:
“Yurtta barış, dünyada barış.”
Sağlıcakla, barışla kalın.