Vize engeli, özellikle iş dünyasının ve yeni ufuklara açılmak isteyen herkesin önüne engel bir durumdur.

Ayrıca vize uygulayan herhangi bir ülkeye gitmek isteyen sıradan vatandaşların da önüne konulmuş bir engeldir.

Vize uygulayan ülkeler haklı mıdır haksız mıdır tartışılır ama özellikle AB ülkeleri ve Schengen vizesi uygulayan ülkeleri haklı bulmuyorum.

Türkiye’nin Gümrük Birliği anlaşması olduğu bu ülkeler ile Türkiye ithalat ve ihracat yapmaktadır.

Herhangi bir AB ülkesi vatandaşı pasaportu bile olmadan, kimlik kartı ile ülkemize giriş yaparken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu ülkelerin birçoğundan bırakın vize almayı, ülkelerine gitmek için müracaat bile yapamıyorlar.

Örneğin İspanya’dan makina almışsınız, makinanın testi için yetkili teknik adam göndereceksiniz ama vize için kapı kapalı.

Fuara gideceksiniz, parayı yatırmışsınız, aylarca hazırlık yapmışsınız, kurmaya ekip göndereceksiniz, kapı kapalı.

Şayet kapı açık gel diyorlarsa, bir iki ay öncesinden randevu alıp bir bavul dolusu evrak ile konsolosluğun oluşturmuş olduğu özel vize ekibinin karşısına çıkıyorsunuz. Gidecek ekibin bir kısmına vize var, bir kısmına yok.

Aynı İspanyol eğer gelmek istiyorsa hiç sorun yok, atlıyor geliyor, kimlik yeterli olabiliyor.

Belli oranda ihracat yapan yeşil pasaport alabiliyor ama koca 500 kişilik iş yerinde cirosunun yüzde ellisi ihracat olan firma sabah akşam gezmesi, gitmesi gerekiyor, açıkçası korkunç bir haksız rekabet söz konusu.

Çok samimi söylüyorum, Schengen üyesi bir ülkenin vatandaşı bizim çektiğimiz zahmetin yüzde birine katlanamaz, bir nevi kıskaç altına alınmakla eş değer.

Hani ülkelerin mütekabiliyet diye bir hakları var, biz de desek ki bizden de size vize, kısasa kısas yani.

Diyeceksiniz ki ihtiyacımız var, turizm var, şu var, bu var ama biz de zaten mesela dedik.