Sosyal medya mecralarında hiç kimseye yorum yapmam.
Sadece beğendiğim şeyler olursa beğenme tuşuna basarım.
Beğenmediğim veya bana çok ters gelen iletiler ile karşılaştığımda ise ne olursa olsun, asla ve asla yorum yapmam. Yapılan yorum ve görseller ne olursa olsun sayfama taşımam. Geçen hafta Instagram’da gezinirken henüz 30’lu yaşlarda, Türkiye’den Almanya’ya yerleşmiş genç bir kadının paylaşımı önüme çıktı. Paylaşımında hem sözlü hem de yazılı olarak şöyle şeyler diyordu.
"Sabahleyin kuş sesleri ile huzur içinde uyanıyoruz."
"İstediğimiz zaman uçak bileti alıyoruz."
"Euro kazanıp Euro harcıyoruz."
"Ailecek bir ülkeye gitmek istediğimizde verilen vize tarihine değil de kendi istediğimiz tarihe göre gidiyoruz."
"Çocuğumuzu bulunduğumuz mahallede huzur içinde okula gönderiyoruz ve 4 dil öğretiyoruz vs.”
Kendimi tutamayıp buram buram subliminal reklam kokan bu yoruma cevap vermeye kalktım.
Ben de “ne yapalım yani şimdi 85 milyon Almanya’ya mı göç edelim” den başlayıp, "kaynakları sınırlı ülkemde vatandaşların vergisi ile üniversitelerde okutup yetiştirmeye çalıştığı doktorlarımız ki yetiştirme maliyetinin 1 milyon dolar olduğu söyleniyor, ülkeden kaçıp gitsin mi" gibisinden asla ve asla siyasi fikirlere dokunmadan yorumlar yaptım.
Sen misin yazan, vay vay vaaayyyy!
Beni beğenenler mi dersin hakaret edenler mi dersin, yıkılıyor ortalık.
Ben beş cümlelik gönderi attım, bir gün sonra baktım sadece direkt gelen ileti 260 olmuş. İleti ileti üstüne derken sayı binleri geçmiş.
Zaten benim konuya girmeme gerek kalmamış.
Benim de çok sayıda taraftarım oluşmuş, beni eleştirenlere de en iyi cevabı onlar vermiş. Bu arada bana hakaret eden bir iki kişiye de üslubu ile zülfüyâre dokunmadım değil.
Benim ileti attığım genç kadın ise çok mutlu olduğunu ve amacına ulaştığını bana bildirdi. Sonuç olarak benim bu konu ile fikrim şu: Konu tartışılmalı, gençlerin doğup büyüdükleri ülkelerinden gitmelerinin sebepleri araştırılıp ortadan kaldırılmalı.
Ama sosyal medyaya bulaşmak mı bir daha asla! Çünkü ölçü yok, ahlak yok, dilin kemiği yok, Türkçe yok, lügat yok, tartışma adabı yok, yok, yok, yok! Ben de orada kendi adıma konuşuyorum, haklı olacağım diye bir iddiam da yok ama fikrim olmalı.
Saygılarımla