Sanayi devrimleri boyunca teknolojiler değişti, sistemler dönüştü ama bir şey uzun süre sabit kaldı: Kadın emeğinin görünmezliği. Bugün ise Endüstri 4.0 ile yeni bir eşik açıldı. Artık üretim hatlarında sadece makineler değil; veri, yapay zekâ, nesnelerin interneti ve otomasyon sistemleri konuşuyor. Ve bu sessiz dönüşümün en güçlü sesi, kadın mühendislerin sahadaki ayak sesleri olacak.
Akıllı üretim sistemleri; sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda çeviklik, empati, sürdürülebilirlik ve insan merkezli düşünmeyi gerektiriyor. İşte tam da bu nedenle, kadın mühendislerin mühendislik zekâsı ile duygusal zekâsı birleşiyor ve üretim süreçlerinde oyunun kurallarını değiştiriyor.
TÜMKAD olarak katıldığımız her platformda, farklı şehirlerde ve sektör buluşmalarında gördüğümüz tablo net: Kadın mühendisler sadece bir cinsiyet temsili değil, aynı zamanda üretim kalitesini, verimliliği ve inovasyonu artıran stratejik bir gücü temsil ediyor, bundan sonrasında bu temsiliyet gücü daha da artacak.
Bu gözlemlerimizden hareketle, endüstriyel otomasyon alanında kadın mühendislerin güçlenmesini hedefleyen yeni bir çalışmayı başlatıyoruz. Amacımız sadece görünürlük değil; aynı zamanda yetkinlik geliştirme, dayanışma ve sektörel iş birlikleriyle kadınların bu alandaki etkisini kalıcı hale getirmek.
Çünkü Endüstri 4.0 sadece makinelerle değil, kapsayıcı ve eşitlikçi yaklaşımlarla da inşa edilecek bir gelecek. Ve biz inanıyoruz ki, akıllı üretimin kalbinde kadın mühendislerin imzası olacak.
Bugün üretim hatlarında yürüyen her kadın mühendis, yarının teknolojisine umut taşıyor. Ve biz biliyoruz ki; bir ülkenin sanayisi, kadınlarının potansiyeli kadar akıllı, geleceği ise kadınları kadar güçlü olabilir.