Bir yılı aşkın süredir malum çok sıkıntılı pandemi günlerini yaşıyoruz. Bireysel anlamda hepimiz pek çoğunu ilk kez tecrübe ettiğimiz  maddi manevi sıkıntı ve güçlüklerle karşı karşıyayız. 
Pek çoğumuz sevdiklerimizi yakınlarımızı kaybetti. Pek çoğumuz da yaralı. 
Ancak bu şartları sınav olarak kabullenip milletçe, hatta insanoğlu olarak sabırla üstesinden geleceğiz inşallah. İnsanlık tarihi , bu tarz büyük sınavlardan sabırla, iradeyle galip çıkıp daha da güçlenenlerin  hikayeleri ile dolu. 
Pandemi şartları bireyler dışında şirketleri, toplumları, devletleri tüm varlık ve kuralları da  yeni algoritmalara itiyor. Üreten kesim şirketler bu dönemde güçlenebilmek bir yana varlıklarını sürdürebilmek için olağan üstü motrivasyona muhtaç. Devletler  ve türlü organizasyonlar üreten kesimlerin, şirketlerin önünü açmak için her tür teşvik edici, kolaylaştırıcı enstrümanları devreye sokmakla meşgul.  Zira, üretim, üretmek tek çaremiz. İş, aş ekmek yoksa her tür savaş kaybedilmeye mahkum. 
Hal böyle iken  sahada , üreten kesime yönelik  bazı uygulamalar sıkıntı yaratmıyor değil.
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir şirketin adına kayıtlı bulunan bir otomobil, gece yarısı trafik ekiplerince otomobil içinde şirket çalışanları bulunduğu gerekçesiyle trafikten men edilip otoparka çekildi. Şirketin çalışanları yorgun argın bitkin haldeyken soğuk ve yağışlı gecenin bir yarısında otomobilden indirilip yürütülerek,  otobüslerle evlerine yuvalarına  gitmek zorunda kaldılar.
Aracı trafikten men etmenin “yasal”gerekçesi ise ilginç ; 
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3-a maddesine göre işlem yapılıyor.
Hükme göre , araçlarını motorlu araç tescil belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerine 1.002 Türk lirası idari para cezası uygulanır.  Ayrıca, araç on beş gün süre ile trafikten menedilir. Belediye Kanunu kapsamında ilgili belediyeden Çalışma izni/ruhsatı almadan veya alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında, belediye sınırları dâhilinde yolcu taşımak yasaktır. Bu fıkranın (a) bendine uymayanlara 5.010 Türk lirası, (b) bendine uymayanlara 2.018 Türk lirası,  (c) bendine uymayanlara 1.002 Türk lirası idari para cezası verilir. Fiilin işlendiği tarihten itibaren geriye doğru bir yıl içinde tekerrürü hâlinde, bu fıkrada yer alan idari para cezaları iki kat olarak uygulanır.  İşleteni veya sahibi, sürücüsünün kendisi olup olmadığına bakılmaksızın aracın bu maddenin üçüncü fıkrasına aykırı olarak kullanılmaması hususunda gerekli tedbirleri almak ve denetimini yapmakla yükümlüdür. Araç, bu maddenin üçüncü fıkrasının; (a) bendinin ihlali hâlinde altmış gün trafikten men edilir.
Unutulan bir ayrıntı  var, Yasada yer alan ek -2  madde böyle diyor ama, yürürlükten kalkan ek-1 “Ticari taşıt belgesi” başlığını taşıyor. Özetle ticari olmayan –otomobil- statüsündeki araçlar için geniş yorum yoluyla ek-2 hükmünün uygulanıp araçların trafikten men edilmesi fikrimize göre yasal değil.

Nitekim , uygulamaya karşı başvurulan idare mahkemesi derhal yürütmenin durdurulup, aracın ilgili şirkete iadesine karar verdi ki yaklaşık emsal idari yargı kararları da bu yönde. 
Kesilen Para cezasının da yasaya uygun olmadığı fikrindeyiz.
Özetle , şirkete kayıtlı özel otomobil ile şirket çalışanlarının eve bırakılmasına yönelik trafik ekiplerince yapılan uygulama mahkemelere yapılan başvurulsr yoluyle kaldırılıyor. 
Olayın yasal yanı bir tarafa, pandemi şartlarında gece gündüz üretim derdinde olan özellikle  üreten kesime yönelik pandemi şartlarında kolaylaştırıcı uygulamalar yapılacağına, böylesine sert uygulamalara yönelinmesi, haklı biçimde üretim yolundaki şirketlerin tepki ve öfkesini topluyor.
Yasalara hepimiz saygılı olmak zorundayız ancak; üreten Türkiye istiyorsak, yasaları yorumlamada kamu güvenliğini sağlığını ekonomimizi ve pek çok etkeni düşünerek  zorlaştırmamalı, kolaylaştırmalıyız.      Sağlıcakla kalınız.