Son yıllarda iş dünyasında ve bilimde ortak bir kavram yükseliyor: Rejenerasyon, Sadece onarmak değil, eskiyi dönüştürerek yenisini ve daha iyisini inşa etmek anlamına geliyor.
Bu kavram bugün yalnızca şehirler, ekonomiler veya sanayi için değil, insan bedeni ve ömrü için de konuşuluyor. Çünkü artık mesele yalnızca “uzun yaşamak” değil, sağlıklı ve kaliteli yaş almak. İnsan ömründe rejenerasyon çalışmaları yoğun şekilde devam ediyor, neler yapılıyor peki? Yaşlanma, yıllar içinde birikmiş hücresel hasarların sonucu. Yeni bilimsel çalışmalar, bu hasarları tersine çevirebilecek yollar arıyor. Dünya çapında “aging as a disease” (yaşlanmayı bir hastalık gibi tedavi etme) yaklaşımı yükseliyor. Hücrelerin gençleşmesi, DNA onarımı, metabolik yenileme üzerine yapılan araştırmalar, yaşlanmayı yavaşlatmayı değil, belki de geri çevirmeyi hedefliyor. Elon Musk’tan Jeff Bezos’a pek çok teknoloji yatırımcısı, insan ömrünü uzatacak biyoteknoloji girişimlerine milyarlarca dolar akıtıyor.
Bu çalışmalar neden bu kadar önemli? Çünkü ; İnsan ömrü uzadıkça, iş gücü, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemleri büyük baskı altında kalmaya başlayacak, Türkiye’de de 2040’a kadar yaşlı nüfus oranının %20’nin üzerine çıkması bekleniyor. Ve daha uzun bir ömür, hem sağlık sistemini hem iş dünyasını dönüştürmek zorunda bırakacak.
Ekonomi ve iş dünyasında rejenerasyon ne anlama geliyor? Şirketler için rejenerasyon, yalnızca krizlerden toparlanmak değil, kültürlerini, iş modellerini ve sürdürülebilirlik anlayışlarını yeniden şekillendirmek anlamına geliyor. Döngüsel ekonomi, atıkların hammaddeye dönüştüğü rejeneratif süreçler sunuyor. Gümüş Ekonomi (Silver Economy) yani yaşlanan nüfusun taleplerine yönelik ürün ve hizmetler, yeni pazar fırsatları yaratıyor.
Türkiye için fırsat mı, risk mi? Türkiye’nin genç nüfus avantajı hâlâ devam etse de yaşlı nüfus hızla artıyor. Sağlık turizmi, biyoteknoloji girişimleri ve döngüsel ekonomi, Türkiye’nin rejeneratif dönüşümde öne çıkabileceği alanlar arasında. Ancak bu dönüşüm, hem teknoloji hem sosyal politika açısından hazırlık gerektirecek.
Rejenerasyon çağı, hem insan ömrü hem de ekonomi için yeni bir paradigma. Daha uzun, sağlıklı yaşamlar; daha sürdürülebilir ekonomiler; daha dirençli toplumlar.. Bütün bunlar, ancak yenilenerek mümkün. Ve rejenerasyon, geleceğin anahtar kelimesi olmaya aday olarak duruyor,
Konu ile ilgili ilginizi çekecek bir kitap önerisi ‘’ Ölümsüz İnsan’’ Jose Cordeiro ve David Wood tarafından kaleme alınan kitap yaşlanmanın da bir hastalık olduğunu ve tedavi edilebileceğini, ölümlülüğün bilimsel olarak nasıl sonlandırılacağını açıklıyor. Bu geleceğe ulaşmak için yapılan araştırmaları, teknolojik ilerlemeleri, bilimin biyolojik yaşlanmayı durdurmaya ne kadar yakın olduğunu anlatıyor.
Keyifli okumalar dilerim,