Kıymeti okurlar, bilindiği üzere içinde bulunduğu­muz Ramazan ayında çeşitli işletmeler çalışan personellerine erzak yardımları yapmaktadır. Erzak yar­dımı işlemi kimi işletmelerde erzak kartı şeklinde dağı­tılmakta kimi işletmelerde ise erzak paketi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu erzak paketlerinin işçi ve işveren arasındaki ücret alacağı ve vergisel yönden mevzuat hükümlerine göre doğuracağı hüküm ve uygulamalar ise içerisinde bazı hukuki tereddütler barındırmaktadır.

Vergi mevzuatımızda ücret, “işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı veri­len para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak veril­mesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. (konut, araç sağlanması vb.) Gerçek kişi­lerin bir takvim yılı içinde elde etmiş oldukları ücret ge­lirleri gelir vergisine tabidir. Ücret bedensel ya da zihinsel bir emek karşılığında işverenden elde edilen hasılayı ifade eder. Bu hasıla para şeklinde olabileceği gibi ayni (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) veya para ile temsil edilebilen menfaat şeklinde de olabilir” olarak tanımlanmıştır.

Buna göre yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere ücret unsurunu oluşturan ödemeler nakdi olabileceği gibi para ile ifade edilebilen ayni kıymetlerde olabile­cek olup, bu kıymetler de verginin konusunu oluştura­caktır.

Bu sebeple işveren tarafından çalışanlara teslim edi­len erzak paketleri ayni ödeme olarak vergi matrahına dahil edilmek suretiyle stopaj kesintisine tabi tutula­cağı kesin hüküm oluşturacaktır.

Ayrıca Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 3. madde­sinde, vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla ve­rilmesi halinin teslim sayıldığı belirtilmiştir. KDV Uygu­lama Genel Tebliğinde personele sağlanan hangi menfaatlerin KDV’ye tabi olmadığı sayılmış olup, işye­rinde tüketilmeyen erzak yardımları sayılanlar arasında yer almamaktadır.

KDV Kanunu’nun 27. maddesinde;

“Bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile be­delin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değer­ler olması halinde matrah işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.

1.Bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mü­kellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücreti esas alınır.

2.Emsal bedeli ve emsal ücreti Vergi Usul Kanunu hü­kümlerine göre tespit olunur.” hükmü yer almaktadır.

Konuya ilişkin olarak Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 13.10.2005 Tarih Ve B.07.1.GİB.4.06.17.01/14028-4 Sayılı Özelge ile Birbirin­den bağımsız olarak tüketilebilen ve farklı katma değer vergisi oranlarına tabi ürünlerin paketlenerek, fatura veya benzeri vesikalarda malın cinsinin “Ramazan Pa­keti”, tutarının da tek bir tutar olarak gösterilmesi sure­tiyle satışa sunulması halinde, bu pakete, koli içindeki katma değer vergisi oranı en yüksek olan ürünün tabi olduğu katma değer vergisi oranı uygulanacaktır. Ancak; paket içindeki ürünlerin, fatura veya benzeri ve­sikalarda ayrı ayrı fiyatlandırılarak, ayrı kalemler ha­linde gösterilmesi durumunda ise; her bir ürüne, ürünün tabi olduğu katma değer vergisi oranının uy­gulanacağı tabi olduğu bildirilmiştir.

Yukarıda saydığımız hüküm ve açıklamalardan da anlaşılacağı üzere personele temin veya teslim edilen Ramazan erzak paketlerinin Katma Değer Vergisi’nin indirilmesi durumunda teslim veya temin sırasında da hesaplanan KDV yoluyla beyan edilecektir.