Geçen gün bir sohbette Bursa’nın bilinen markala­rından, bu markaların durumundan bahsettik. Bursa gerçekten Türkiye hatta dünya çapında bilinen pek çok markaya sahip. Hatta artık ürünün ismi haline gelen ve ürünle özdeşleşmiş markalarımız da var. Kestane şekeri diyince akla ilk gelen marka KAFKAS, keza aynı şekilde gazoz veya soda dediğimizde bence tadı zaten en güzel olan ULUDAĞ geliyor akla. İSKENDER, yıllarca ismini ko­rumakla ilgili mücadele etmiş, aynı zamanda İskender yi­yeceğinin buluşunu yapmış bir marka olarak, marka bilinirliğinde yine en üst sıralarda. Aynı ürünü yapan farklı firmaların tabelalarından İskender kelimesini sildirip Bursa Kebabı yazılmasını sağlamış ve başlı başına Bursa’ya bir değer kan­dırmış bir marka.

Yine ana sanayide dünya çapında bilinen, üretim tesislerinin şehri­mizde bulunduğu TOFAŞ, OYAK RENA­ULT, BOSCH markaları, şehrin sanayisini geliştir­miş ve bu fabrikalara ürün veren yan sanayi ile Bursa’yı ekonomik gücü yüksek, istihdamın sağlanabildiği ve tabi beraberinde göç de alan bir şehir haline getirmiştir.

Bursa’nın konumunun güzelliği, dağa, denize yakın oluşu ona farklı sektörlerde faaliyet gösterme olanağı sunmuştur. Dağdan gelen kaynak sularının varlığı bir ERİKLİ’yi doğurmuştur mesela Türkiye’ye dağıtılan.

Yine bir turizm bölge markası ULUDAĞ’da YAZICI ote­limiz var. Kaplıcalarımız var OYLAT, kaplıca otellerimiz var KERVANSARAY, GÖNLÜFERAH.

Tekstilin kaynağı olarak gösterilmiştir mesela, kumaş­tan bebe giyimine, bilinen dünyaca ünlü hazır giyim mar­kalarının tedarikçisi olmuş bir YEŞİM TEKSTİL’i çıkartmıştı. Döşemelikten havlusuna, bornozuna geçmiş dünya markası ÖZDİLEK’i şehrimize kazandırmıştır.

Yeşilliği, meraları, tarımsal alanlarıyla çiftçiliğe fırsat ver­miş bir EKER çiftliği mottosuyla süt ürünlerinde bir marka olmuş EKER’i çıkarmış, yine aynı sektörde Bursa firması olduğunu bile unuttuğumuz her şehrin her marketinde, bakkalında bulunan ŞÜTAŞ markamız sofralara gelmiştir.

Mobilyada tercih edilen, başka şehirlerden gelinerek mobilya alınan bir bölge haline gelmiş İnegöl’ümüz var­dır mesela ÇİLEK mobilyayı içinde barındırır.

Doğasıyla yeşiliyle, deniziyle, dağıyla, lokasyonuyla Tür­kiye’nin en önemli şehirlerinden birinde yaşıyoruz. Bu markalar ve bunun gibi daha aklıma gelmeyen, ya da bu­rada yer verilmemiş şehrimizin değerini yükselten pek çok markaya sahibiz. Ne mutlu bize.

Bunları yazarken dikkatimi çeken bir şey oldu, bu mar­kaların hepsi en az 40 yıllık markalar, çok kıymetli. Ama ya yeni markalar? Her kaynağın olduğu, bulunmaz nimet­lere sahip şehrimiz yeni, Türkiye çapında ve dünya ça­pında markaları hak ediyor. Tedarikçilikten, fasonculuktan daha çok kendi markamızı yaratma vakti geldi. Ne dersiniz?