Kapıda vize uygulamasının yeniden başlatıldığı beş Yunanistan adasına, bayramda tam 20 bin 750 vatandaşımız tatile gittiler.

Bunlardan bazıları günübirlik, diğerleri ise otellerde kalıp geri döndüler.

Geçen yıl aynı bayram diliminde Türkiye’den giden turist sayısı toplamı, bu bayramdan tam beş kat fazlaymış.

Gezmek güzel, şahsen ben de bu vizesi kaldırılan beş adanın hepsine gitmiş biri olarak aradaki farkı bilen biriyim.

Ben bu olaya başka bir açıdan baktım. Midilli, Sakız, Sisam, Kos ve Rodos adalarının toplam nüfusunu Wikipedia denilen internet ansiklopedisinden buldum.

Beş adada toplam 401 bin nüfus yaşıyor ve giden toplam 20 bin 750 vatandaştan her birinin ortalama 300 Euro’yu adalarda harcadığını düşündüm.

Bayram boyunca Yunan adalarına bırakmış olduğumuz parayı, 6 milyon 225 bin Euro olarak hesap ettim.

Yıl boyunca bu 5 adaya gidecek olan turist sayısını da 100 bin olarak hesap ederek bir yılda Yunan adalarına 30 milyon Euro bırakarak adada yaşayan 401 bin nüfusta kişi başına 74 bin 812 Euro düşeceğini hesap ettim.

Evet bunları okurken aklınızdan “gitmeyelim mi yani?” diyeniniz çok olmuştur.

“Sen giderken iyiydi” diyeniniz de olmuştur elbet.

Fakat ben Türklerin sadece Yunan adaları değil, bütün dünyayı gezmesini ve devletin de bunu teşvik etmesi gerekliliğine inandığımı da peşinen not etmek isterim.

Adalar ile aramızdaki farkın ne olduğunu, insanlarımızın niçin adaları tercih ettiklerinin nedenlerinin tespit edip bu sorunların ortadan kaldırılması durumunda, bizim de sadece Yunanistan’dan en az o kadar turisti çekebileceğimize inanıyorum.

Ben yukarıdaki hesapları yaparken, olaya komşu adalarına verdiğimiz ekonomik katkının olumlu yönlerinden de bakmak istiyorum.

Çünkü “komşuda pişer bize de düşer.” Adalarda yediğimiz içtiğimiz bazı şeyler de ülkemizden gidiyor.

Nedir fark? Oraya gitmiş bir vatandaş gözünden yazıyorum. Öncelikle betona gömmemişler, tarihi ve ekolojik dengeyi korumuşlar, plajlar çok ucuz, yemekler leziz, hijyen ve çok ucuz, ister kafeye otur, ister restorana. Önce kocaman bardakta bedava su geliyor, istersen iç, kalk kimse bir şey demiyor. Her adada plaj, tarih, yemek, sessizlik, temizlik ve güler yüzlü insanlar var. Turiste o kadar alışıklar ki kazık atmak gibi bir düşünce akıllarından geçmez.”

Yunanistan’da olanın bizde fazlası var; tarih, yemek, doğa, güneş, deniz, su, kahve ama bütün bunları değerlendirmek için de temizlik, doğayı, tarihi korumak ve topyekûn turizm seferberliği yapmış olmak şart.

Hiçbir komşu ülkeye kem gözle bakmıyorum ama komşularımızın iyi taraflarını da görmemiz lazım.

Komşu kazanırken,n bizim de kazanmamız için bir şeyler yapmamız ve şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım.