Kimler buluş yapar? Merak edenler, soranlar, sorgu­layanlar, çözüm arayanlar, var olanı kabullenme­yenler, olana olduğu gibi bakmayanlar, fazlasını isteyenler, umutlu olanlar, başarmayı sevenler, ertele­meyenler, fayda sağlamak isteyenler, eksiği görenler, farkında olanlar, gelişmek geliştirmek isteyenler, hayata bir şey katmak isteyenler buluş yaparlar.

Her gün aynı rutini yaşayan, var olan bir durumu ol­duğu gibi kabul eden, garipsemeyen, eksik görmeyen­ler buluş yapamazlar. Buluş yapabilmek için elinde tuttuğun kalemi, çorbayı karıştırdığın tencereyi, kaşığı, yürüdüğün yolu garipsemen gerekir. Rahatsız olduğun bir durumu değiştirmek için kafanı yorman, düşünmen gerekir.

Dünyanın en iyi motivasyon konuş­macılarından biri ol­duğu söylenen Les Brown diyor ki;

‘’Dünyadaki en zen­gin yerler mezarlıklar­dır; çünkü mezarlıklarda hiç ger­çekleşmeyen umut­ları ve hayalleri, hiç yazılmamış kitapları, hiç söylenmeyen şarkıları, asla paylaşılmayan icatları ve hiç keşfedilmemiş tedavileri bulabilirsiniz. Çünkü birileri ilk adımı atmaktan, sorun­larla başa çıkmaktan veya hayallerini gerçekleştirmeye kararlı olmaktan çok korkuyordu.’’

Firmalardaki Ar-Ge departmanlarında çalışan kişileri bu kapsama çok alamıyorum ben. Yine bu yapıda olup orda çalışanlar olduğu gibi, geneli profesyonel olarak buluş yapma üzerinde çalışıyorlar. Geçek mucitler, için­den gelerek, kendini tutamayarak bunu yapanlardır. Sa­dece mucit olmak yetmiyor tabiî ki başarılı olmak için. Les Brown’un dediği gibi bu bilgilerin kişilerle beraber mezara gitmemesi için, patente çevrilmesi ve ticarileşti­rilmesi gerekli. Kişinin kendi içinde yaptığı buluş ken­dini tatmin etse de, toplumsal yararının da olması gerektiği ve bir katma değer sağlaması gerektiği inan­cındayım.

Edison, Galileo, Tesla veya Gutenberg gibi mucitler bu­luşlarını kendi tatminleri için yapıp kenara çekilmediler. Dünyamızın bugünkü halini almasında çok önemli rol oynadılar. Hayalperest ve önüne geçilemez merak duy­guları onları yeni buluşlara, farklı atılımlara sürükledi. . Thomas Edison, ampülü icat edene kadar tamı tamına 10 bin başarısız deneme yapmıştır. Bu durum meşhur sözünü söylemesine sebep olmuştur ‘Başarısız olmadım. İşe yaramayacak 10 bin yöntem buldum.’ demiştir. Edi­son hem mucit, hem de iyi bir girişimcidir. Ampulü bul­duktan sonra ilk ampul fabrikasını yine kendisi açmıştır.

Bunun yanı sıra ampulü bulma aşamasında pek çok buluş yaptığı da söylenir. Bir buluş yapılma aşamasında yapılan yanlışla bulunan en iyi şey post-ittir. 1900 yılında dünyanın en güçlü yapıştırıcısını yapmak üzere çalışma­lara başlayan 3M şirketi, tam tersine dünyanın en hafif yapıştırıcını yaparlar. Kağıtları birbirine yapıştıran ama istenildiği zaman yırtılmadan rahatça birbirinden ayrıl­masını sağlayan bu yapıştırıcı, işletme sahiplerinin bakış açılarının da genişliğinden ve öngörülü yaklaşımların­dan kaynaklı post-it in hayatımıza girişini sağlamıştır. Bu hata olmasaydı 3M firması günümüzde buralara gelme­yebilirdi.

Kimler buluş yapar dedik. Kimler buluşu katma değerli hale getirir peki? Yılmayanlar, vazgeçmeyenler, öngörü sahibi olanlar, gelişime açık olanlar, başarıya odaklanma­yıp, yapılan hatalardan da ders alanlar hatta fırsata çevi­renler. Buluşlarını katma değere çevirenlerin artması dileğiyle. İyi haftalar.