İşçi ve işveren ilişkilerinde, rekabet yasağının ihlalin­den doğan cezai koşul (şart) alacaklarının tahsili ko­nusunda önemli sorunlar yaşanmaktadır.

İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmakla yü­kümlüdür. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sada­kat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye yani, bir başkasına hizmette bulunamaz ve işve­reni ile rekabette bulunamaz (TBK m.396).

İşçi ve işveren arasında kurulan hem “İş Sözleşmesi” hem de ayrı bir “Rekabet Yasağı Sözleşmesi” kapsa­mında, sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi esas alı­narak rekabet yasağına ilişkin düzenleme öngörülebilir. Dolayısıyla, işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi sürecinde, sözleşmenin bitiminden sonra da işçinin rekabet etme­yeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesinde öngörüle­bilir ya da bu konuda ayrı bir rekabet yasağı sözleşmesi kurulabilir.

Bu sözleşmelerde; işçinin çalışma hakkı ve rekabet ya­sağıyla ilgili yer, süre ve konu hakkında sı­nırlandırılmalara yer verilmelidir.

Bu sözleşmelerin herhangi birinde mev­cut rekabet yasağına iliş­kin hüküm, çalışma sü­resince uygulama görür. Esasen, iş söz­leşmesi sona erinceye kadar, işçinin sadakat borcu gereği rekabet yasağı yüküm­lülüğü bulunduğun­dan ayrıca bir düzenleme de gerekmemektedir. Ancak, bu sözleşmelerden birinde rekabet yasağına ilişkin hüküm yoksa, işveren, iş sözleşmesinin sona ermesin­den sonrası için, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ndaki (Kısaca “TBK”) lehine olan hükümlerden yararlanarak cezai koşul veya tazminat isteyemez.

İşçi ve işveren arasında kurulan hizmet sözleşmele­rinde öngörülecek ceza koşulunun iki taraflı olarak dü­zenlenmesi gerekmekte olup, sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizlik sonucunu doğurur (TBK m.420).

Rekabet yasağı, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshe­dilmiş olması halinde sona erer (TBK m.447).

İşveren, işçinin rekabet yasağının ihlali ile sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle hem iş sözleşmesini haklı ne­denle feshedebilir hem de olası zararının tazminini talep edebilir.

Sözleşmede öngörülecek cezai koşulun hem işçi hem de işveren hakkında iki taraflı olarak düzenlenmesi ge­rekmektedir. Ayrıca, işçi aleyhine karar­laştırılan cezai koşul ile işve­ren aleyhine kararlaştırılan ceza koşulun unsurları ve tutarında eşit­lik ilkesi esas alınmalıdır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki işveren, sözleşmede öngö­rülen rekabet yasağına aykırı davranıldığını ileri sürerek hem cezai koşul hem de tazminatı birlikte talep ede­mez, ikisinden birini seçmek zorundadır.

İşverenin, işçi hakkında, sözleşmede öngörülen reka­bet yasağı ihlali nedeniyle İş Kanunu hükümlerine da­yalı olarak açacağı cezai koşulun ödenmesi ve tazminat davalarında iş mahkemeleri görevlidir (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.5 ve TBK m.444 vd.).

Yukarıda belirtilen hukuki değerlendirme çerçeve­sinde, işçi ve işveren arasında kurulacak Hizmet (İş) Söz­leşmesi ve Rekabet Yasağı sözleşmesinde olası öngörülecek “Rekabet Yasağı” madde metninin düzen­lenmesi gerekmektedir.

Ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.