Avukatların, iş yaptıkları müvekkillerin, meslektaşları, karşı taraf ve 3. kişi ya da tarafa karşı sorumlulukları, keza yetki ve görevleri Anayasa’dan, kanunlardan, yönetmelikler, içtihatlar gibi bir dizi kurallar bütününden doğduğu gibi, bu ağır sorumluluklar bazen de işin doğasından ileri gelir ve mesleklerini ifa ederken elbette ki çok çeşit ve önem derecesine sahip sorumluluklar taşımaktadırlar. 

Muhakkak ki meslek gurubumuzun kıymetli üyelerinin bilgi ve tecrübelerini topluma daha iyi aktarmaları ve topluma daha faydalı olabilmeleri için bilgi, enerji ve tecrübe ile yoğrulmuş yüksek bir özgüvene de sahip olmaları da gerekmektedir. Ancak bu özgüvenle işlerini görürken üzerlerine aldıkları işlerde elbette ki oluşabilecek, bir yerde mesleki kazalardan sayılabilecek, tedbir eksikliği, ihmal, unutma ve sair hayatın olağan akışındaki olaylara karşı da müvekkillerine mahcubiyetlerini giderebilecek ve mesleki kariyerlerini riske atmayacak bir şekilde kendilerini güven ve huzur içinde hissetmelidirler. Keza müvekkilleri ile 3.şahısların zarar tazminatları da bir denli güvencede olmalıdır. Şüphesiz ki bu özgüven, basiret ve tedbir öngörülerine sahip olan avukatlar mesleklerinde daha başarılı ve verimli olabileceklerdir. Hele hele yoğun müvekkil sayısı ve dosya ile çalışan, ekip kurmak zorunda bulunan meslektaşlarımızın mesleki çalışmalarında oluşabilecek, hayatın olağan akışında her zaman mümkün olan olumsuz ve istenmeyen olaylar, belki ufak bir aksilik, tedbirsizlik, hata, ihmal gibi olaylar zinciri sonunda karşılaşabilecekleri hukuki, idari hatta cezai süreç, kamusal vazife de gören bu çok çok özel meslek mensuplarının tedirginliklerine, hayattan ve mesleklerinden gerçekten soğumalarına, negatif insanlarla karşılaşınca da belki mesleği bırakma noktalarına kadar olumsuzluklara dahi sebep olabilecektir. İşte bu noktada, çokça uzun süredir benzer meslek mensuplarına da (Söz gelimi noterlere ve benzer meslek mensuplarına – mali müşavir, muhasebeci, eczacı ve hekimlere) sunulduğu gibi avukatlara da Mesleki Sorumluluk Sigortası hizmetleri sunulmaya başlanmıştır. Sigorta şirketleri, olası aksilik, tedbirsizlik, hata, ihmal gibi olaylar zinciri sonunda avukatın hukuki/tazminat sorumluluğu doğduğu işlerde devreye girmekte ve poliçedeki şartlar ve limit dahilinde avukatın müvekkiline karşı ödemekle yükümlü olabileceği maddi riskleri üstlenmektedir. Örneğin, icra takibinde satış süresini hukuki bir hata sonucu kaçırmış bulunan avukatın, bu durumdan dolayı müvekkilinin 50.000.00 Lira zararına yol açtığını düşünelim, bu durumda bu hukuki kazayı yapan avukat tarafından kendisine hiçbir şekilde şikayet/dava başvurusu yapılmadan ilgili “kaza” sigorta şirketine ihbar edilmekte, ihbar edilen sigorta şirketi dosyayı incelemekte, 3. kişi müvekkilin maruz kaldığı zararı limiti dahilinde müvekkiline ödemekte ve avukat ile müvekkilinin haklarını teminat altına almaktadır. Eğer kapsayıcı bir poliçe yoksa ve taraflar uzlaşamazlarsa davalar, prosedürler, oldukça uzun sürdüğü için yaşanan mağduriyetler de malumdur.

Bu ihtiyaçlar nedeniyle uzunca süredir pek çok kurumsal şirket, bankalar ve resmi kurumlar, sözleşme yapacakları avukatların bilgi birikim, ekip, tecrübe ve kariyerleri yanında artık “Mesleki Sorumluluk Poliçelerini” de talep etmeye başlamışlardır. Hatta bir ileri gideyim (teyit etmediğimi belirterek) Amerika’nın pek çok eyaletinde ve Avrupa Birliği’nde avukatların dava alabilmeleri, iş görebilmeleri mesleki sorumluluk sigortası yapılması zorunluluğa tabi. Bu coğrafyada doktorlar ve hastanelere milyarlarca dolarlık davalar açan “medikal malpraktis” avukatları ile tıp kesimi arasındaki savaş ve düşmanlık gazete sayfalarına sıkça düşmekte. Bundandır ki bu enteresan! Ülkede sigorta harcamaları fert ve şirketlerin bir numaralı gider kalemi. Yazı başlığında da belirttiğimiz gibi, mesleki sorumluluk poliçesi ile risklerini teminat altına almış bir avukat, şüphesiz diğer yandan müvekkillerinin hakkını da teminat almış demektir. Uç örnekte hata/ihmal ya da benzeri dikkatsiz davranış sonucu müvekkil aleyhine milyonlarca liralık bir zarar olasılığı söz konusu olduğunda avukatın da maddi geleceği yaşamı tehdit altına girebileceği gibi keza müvekkilinin zarar telafisi avukatın maddi durumuna eşlenmemelidir. Belirtilen nedenlerle özellikle mesleğe yeni başlayan meslektaşlarıma işlerinin yoğunluğu ölçüsünde limitle mesleki sorumluluk sigortası yaptırmalarını öncelikle tavsiye ederim. Neredeyse yirmi yıldır düzenli bir şekilde yaptırıp prim ödediğim bu sigorta türü ile ilgili şimdiye dek tazminat istemi doğuracak hiçbir olayla karşılaşmadım, ancak olaya şu açıdan bakmak gerek; ödediğim primleri toplasam epey yekun ediyor doğru, ancak bu teminatın yarattığı huzur ve özgüven, işleri yürütmede muhakkak ki pozitif etkiler yaratıyor. Keza yatırılan primler de “ gider” kalemi olarak işlenip maliyet düşürülebiliyor. Umarım başta Barolar Birliğimiz, Barolar, Kanun koyucu ve hükümet dahil tüm yetkili organ ve kuruluşlar avukatlık mesleki sorumluluk poliçesi sigorta türünün yaygınlaştırılması ve adım adım zorunlu hale getirilmesi konusunda adım atarlar, bu adım ülkemizde mesleğe duyulan güven endeksini artıracağı gibi, dolaylı biçimde ekonomimize katkısı olacak, ilaveten özellikle şirketler ve vatandaşların haklarını da teminat altına alacak, uluslar arası standartlar konusunda da ileri bir adım olacaktır. Hatta bir ilerisi sadece avukatların değil mali müşavirleri, eczacılar, doktorlar gibi serbest ya da bağlı mesleklerde bulunan tüm hizmet sektörleri mensuplarının bu kapsamda düşünülmesi gerektiği inancındayım.

Saygılarımla.