(Son kar yağışıyla ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkan Atatürk Havalimanı’nın hikayesidir. M.A)

1912 yılında askeri amaçlarla kurulan ve daha sonra iç hat uçuşlarına da hizmet veren Yeşilköy Havameydanı, 1953 yılında Yeşilköy Havalimanı adını alarak uluslararası uçuşlara açıldı ve 1985 yılında da Atatürk Havalimanı (AHL) adı verilerek faaliyetlerini yıllarca sürdürdü. 2000 yılında özel sektör- kamu işbirliği anlaşmasıyla TAV Havalimanları Holding tarafından Yap-İşlet-Devret modeliyle modernize edilerek yolcu kapasitesi arttırıldı ve Türkiye’nin yüz akı oldu.

AHL’nin işletme süresi 2021 yılında bitecek olmasına rağmen İstanbul Havalimanı’nın yapılmasıyla, (Sözleşmeye Avrupa yakasında tek havalimanı olma şartı konularak) TAV’a tazminat ödenip iç ve dış hat yolcu trafik faaliyetlerini bitirme kararı verildi. En son 6 Nisan 2019’da yapılan THY’nın Singapur uçuşuyla, havalimanı tüm yolcu uçuşlarına tamamen kapatıldı.

Ardından, Atatürk Havalimanı’nın 17-35 numaralı pistinin bitimine Covid-19 salgınına karşı faaliyet göstermesi amacıyla Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi yapıldı. Böylece havalimanının 17-35 pistleri devre dışı bırakılarak uçuş kapasitesi azaltıldı.

Bu durum kamuoyunda büyük tepki çekince DHMİ “Atatürk Havalimanı 17/35 pistleri İstanbul Havalimanı’nın tam kapasite ile faal olduğu 6 Nisan 2019 tarihinden bugüne kadar kullanılmamıştır. Bahse konu pistler İstanbul Havalimanı iniş kalkış operasyonlarını olumsuz etkilediği ve ciddi kapasite kayıplarına neden olduğu için devre dışı bırakılmıştır” denilerek yapılan işin zorunlu olduğunu açıkladı.

Atatürk Havalimanı’nın milyonlarca dolar değerindeki pistinin devre dışı bırakılmasından sonra, yine büyük harcamalarla en son teknolojiyle yapılan terminal binaları da Bakırköy Kaymakamlığı ve bazı kamu kurumları tarafından ofis olarak kullanılmaya başlandı. Sonrasında da apronlar ve pistlerde Teknofest Havacılık Fuarı yapıldı. Ne yapılacağı konunda türlü spekülasyonlar yapılan Atatürk Havalimanı’nın millet parkı olarak hizmet vereceğini ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu. Ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da TOKİ’nin burayı devralmasından sonra millet parkı yapımına 2019 yılında başlanacağını söylemişti ama bu sözler havada kaldı. Central Park’ın üç, Hyde Park’ın yedi kat büyüklüğündeki parklar gerçekleşemedi çünkü kargo ve jet uçuşları sürüyordu.

2018 yılından bu yana Kargo ve Genel Havacılık Terminallerinin faaliyetini sürdürdüğü Atatürk Havalimanı’nda ilk olarak yine TAV Holding’in işlettiği Genel Havacılık Terminali’nin tahliye edilmesi, mal sahibi olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından işletmeci TAV Holding’e geçen ay tebliğ edilmişti.

Millet parkının bir an önce yapılması için havalimanında halen devam eden kargo uçuşlarına da son verilmesi kararı, kargo uçuşu yapan şirketlere de tebliğ edildi. THY, İstanbul Havalimanı’ndaki 300 bin metrekarelik Smartist tesislerine taşınacak, (Son kar yağışında uydu hangarın çatısının çökmesi bu taşınmayı geciktirebileceğini sanmıyorum.) ikram üniteleri ise daha sonra taşınacak. Diğer şirketlere ise zaman tanınacak.

Böylece Atatürk Havalimanı, Devlet Konukevi’nin burada bulunması nedeniyle sadece devlet uçaklarının VIP seferleri ve yabancı devlet başkanlarının uçakları dışında hava trafiğine tamamen kapatılmış olacak. Yeşilköy Havuzlu kavşaktan giriş yapılan Askeri Meydan Komutanlığı’nın faaliyetleri de sona erdi.

Halen THY Cargo, ACT Cargo, MNG Cargo, ULS Cargo ve yabancı havayolu şirketlerinin kargo uçaklarının sefer yaptığı Atatürk Havalimanı’ndaki bütün şirketler muhtemelen Şubat ayı sonuna kadar son seferlerini yapacaklar. Kargo uçakları İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nı inip kalkacak, alternatif meydan olarak da adına Atatürk adı eklenen Çorlu Havalimanı’nı kullanabilecekler. (Yeni İstanbul Havalimanı’na Atatürk’ün adı verilmeyince toplumun bir bölümünün gösterdiği tepkileri hafifletmek için Atatürk adı Çorlu’ya verilmişti.)

Bu kararla 110 yıldır askeri ve sivil amaçlara hizmet eden ve IATA kodu ISL ve ICAO kodu da LTBA olan Atatürk Havalimanı’nın tüm ticari uçuşlara kapatılmasından sonra büyük üzüntüyle söylemek isterim ki, bu tarihi meydan Atatürk adı da dahil olmak üzere fiilen ve resmen tarihe karışacak.

Bir dönem Mülki İdare Amirliği Güvenlik Komisyonu Üyeliği görevi yaptığım, 100 yılı aşkın mazisi olan, uğradığı saldırılar nedeniyle TAV CEO’su M. Sani Şener’in “Gazi” diye nitelediği Atatürk Havalimanı’nın kapatıldığı sıradaki mali değerinin 10 milyar dolar olduğu ve 100 bine yakın insanın ekmek kapısı olduğu gerçeğini söylersem hiç yanlış olmaz.

Özetlersek, Atatürk Havalimanı’nın kapatılması tarihi bir hata olmuştur.

Bu durum, ileride iş başına gelecek bir siyasi iktidar tarafından çok zor da olsa telafisi edilirse değerli bir milli servetin heba edilmesi de önlenmiş olacaktır.

Atatürk Havalimanı’na yazık olmuştur.

Mutlu yarınlar Türkiyem.