Başlığı, biraz dikkat çekici olması için özellikle sert kullanmak istedim. Belki karşılıksız bir para alıp dolandırma işi olmayabilir ama yine de temelinde mesleği ve bilgiyi kötü kullanma ve insanları kandırarak para kazanma olduğu için bence dolandırıcılık; diye düşünürken… Kurumun resmi sayfasında bununla ilgili bir duyuru yapıldığını hatırdım ve onu da bir inceleyeyim diye girdiğimde, Kurumun 18.06.2021 tarihli duyurusunda “Dolandırıcılık Konusunda Kamuoyunun Dikkatine…” diye bir başlık atılmış olduğunu gördüm. Evet, bu gerçekten bir dolandırıcılık. 
Neden resmi dedim, çünkü bu kişilerden bazıları gerçekten Türk Patent ve Marka Kurumu’nda kayıtlı vekiller. Resmi olarak bir patent ofisleri var. Şikayet üstüne şikayet edilmesiyle vekillikleri düşüp başka bir vekille devam ediyorlar. Genel olarak öyle bir konuşma tarzları da var ki sanki Türk Patent ve Marka Kurumundan arıyorlar ve bu bilgilendirmeyi yapmaları gerekiyor ve sadece onlarla işlem yapılabilir algısı oluşturuyorlar. 
Hikaye genel olarak şöyle anlatılıyor; Biz patent kurumundan arıyoruz bugün sizin markanız için bir firma bize müracaat etti. Yaptığımız araştırmada markanın size ait olduğunu fark ettik. (Burada genelle firmanın aslında yapmadığı ama sektörüne yakın olan alanlar başvurmuşlar bilgisi veriliyor.) Başvuru yapılmış eğer akşam 4’e kadar şu kadar ödemeyi yaparsanız o markayı size geçireceğiz deniyor.  Vatandaş da büyük bir panikle düşünmeden ödeme yapabiliyor ve alakasız bir alanda tescil işlemini yaptırıyor. Gerçekten resmi kurum veya onun bağlantılı olduğu bir patent ofisi uyarı amaçlı aradı ve kendilerine ait markanın başkaları tarafından tescillenmesini engellediklerini düşünüyorlar.
Vekiller olarak da aradığımız da bazen suratımıza kapatıyorlar bazen de agresif satış metodunu kullandıklarını söylüyorlar. Her zaman söylediğim ve önemsediğim bir konu var; patent ofislerinin bir hizmet satışı yapmaması, bir mali müşavir veya avukat gibi sadece danışmanlık hizmeti vermesi gerektiğini düşünürüm. Satış yapma kaygısı insanı yanlış bilgilendirmeye ve prim alabilmek için insanları kandırmaya iter, hele bizim gibi tam bilinmeyen sektörlerde. 
Bu durumda bazı müvekkillerimiz neyse ki bizi arayıp ne yapmaları gerektiğini soruyorlar. Nerdeyse haftada birkaç gün bununla ilgili bir firmamız aranıyor. Tüm bunların dışında, aslında anlattığımız durumla ilgili gözden kaçan iki önemli konu var. Birincisi, hazır elinde olan müşteri ile işi yapmayıp, gerçek sahibi bulup onu tescile ikna etmeye uğraşmak; eminim ki mantık çerçevesinde yapılacak bir şey değil. Çünkü böyle bir misyonumuz yok. Ve diyelim ki bu konu gerçek, markayı sizin üzerinize aldıklarında önceki başvuru sahibini arayıp durumu nasıl açıklıyorlar. Diğer bir konu ki bu çok daha önemli, bir patent ofisi müşterisinin gizliliğini korumak zorundadır. Burada müşterisinin haklı veya haksız olması önemli değildir, bir avukat gibi yaptığı işte onu korumak, kollamak, bilgilerini tüm çalışanlar çerçevesinde kesinlikle gizli tutmak zorundadır.  Müvekkilin yapmak istediği veya planladığı her şey onun mahremiyetidir ve burada biz patent ofisleri olarak onun dediği doğrultuda ne yapılması gerekiyorsa onu yapmakla mükellefiz. Ta ki bir başka müvekkilimizi tehlikeye sokacak bir durum olmadığı sürece. Yoksa 3. kişilerin markaları bizi ilgilendiren bir konu değildir. 
Benim yine kişisel ve şirketimde de uyguladığım görüşlerden biri tescil ile alakaları aralarında davalık olan iki firma ile aynı anda çalışmamak gerektiğidir. Muhakkak birisinin çıkarlarını korumanız gerekecektir. 
Yukarıda bahsettiğimiz şekilde arayan birilerine rastlarsanız muhakkak patent ofisinizle konuşun, bizden söylemesi. 
İyi haftalar dilerim.