Dünyada insan topluluklarının bir araya gelerek kavim­leri oluşturması ve daha sonra da irili ufaklı devletler kurması tarihin önemli kilometre taşlarındandır. Kabileler, beylikler, hanlıklar, krallıklar ve imparatorluklarda doğaldır ki çok farklı yönetim biçimleriyle karşılaştık. Kısaca belirtmek gerekirse cumhuriyet, yarı ve tam başkanlık, mutlak monarşi veya parlamenter monarşi, meşrutiyet, federal yönetim, tek partiyle yönetimi, bölgesel yönetim ve askeri yönetimler diye nitelendirilen yönetim şekilleriyle idare edilen devletler bulunmaktadır.

Bunlardan biri de Anadolu’dan üç kıtaya yayılan ve baba­dan oğula geçen mutlak monarşi ile yönetilen Osmanlı Dev­leti idi. Osmanlı’nın yıkılmasından sonra yerine Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından 29 Ekim 1923’te Tür­kiye Cumhuriyeti kuruldu. İşte bu devlet şu an 100’üncü yı­lını kutlamanın gururunu yaşamaktadır. Çok önem taşıyan ve ikinci kez sandık başına gittiğimiz 28 Mayıs 2023 cumhur­başkanlığı seçimi öncesinde 100 yıl boyunca bu makamda ve öncesinde başbakanlık makamında kim ve kaç yıl boyu oturmuş bir bakalım.

Ara sıra hafıza tazelemekte yarar var. Devletin ilk Cumhur­başkanı Atatürk (29 Ekim 1923- 10 Kasım 1938), İsmet İnönü (11 Kasım 1938- 22 Mayıs 1950), Celal Bayar (22 Mayıs 1950-27 Mayıs 1960), Cemal Gürsel (27 Mayıs 1960- 28 Mart 1966), Cevdet Sunay (28 Mart 1966-28 Mart 1973), Fahri Ko­rutürk (6 Nisan 1973- 6 Nisan 1980), Kenan Evren (9 Kasım 1982-9 Kasım 1989), Turgut Özal (9 Kasım 1889-17 Nisan 1993, Süleyman Demirel (16 Mart 1993-16 Mart 2000), Ahmet Necdet Sezer (16 Mart 2000- 28 Ağustos 2007), Ab­dullah Gül (28 Ağustos 2007 -28 Ağustos 2014), Recep Tay­yip Erdoğan 28 Ağustos 2014 günü Cumhurbaşkanı olup halen görevdedir. Yapılacak olan seçimde rakibi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu geçerse, 8 yıl 8 aylık görev süresine beş yıllık bir süre daha eklenecek. Şayet seçimi kazanırsa Atatürk’e ait olan 13 yıl 12 günlük en uzun süre cumhurbaşkanlığı yapma rekorunu kıramayacak. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanlığı makamı bir anlamda sembolik olduğu için başbakanlık makamı önemli işleve sahip bir ko­numdaydı. Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan Cumhuri­yet Halk Fırkası (Partisi) tek parti olarak uzun yıllar yönetimi üstlenmişti. Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı olan Ata­türk’ün ölümünden sonra yerine İsmet İnönü gelmiş ve ül­kemiz 1946’da Demokrat Parti kurulana kadar tek parti sistemiyle yönetilmiştir. CHP, lideri İsmet İnönü’nün “Ortanın Solu” diye nitelediği, özünde devletçi bir politikayla ülkeyi 1950 seçimlerinde DP iktidarına kadar tam 27 yıl aralıksız olarak yönetti.

Bu döneme bir tepki olarak CHP’den ayrılan Adnan Men­deres ve arkadaşları tarafından kurulan Demokrat Parti’nin iş başına gelişiyle kısaca sağcı ve karma ekonomiden yana diye tanımlanabilen yönetim şekli hayata geçirilmiş oldu. Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı sırasında 1 Kasım 1923’te ilk kez Başbakan olan ve 126 gün görev yapabilen İsmet İnönü 1924 yılında da Cumhuriyet Halk Fırkası oylarıyla ikinci kez ve 261 gün süreyle tekrar başbakanlık makamına oturdu.

Fethi Okyar’ın 1924-25 arası 101 günlük başbakanlığın­dan sonra 4 Mart 1925’te tekrar Başbakan olan İsmet İnönü beş ayrı hükümete başkanlık yaparak 12 yıl boyu aralıksız görevde kalmayı başardı. 1937’de görevi partilisi Celal Ba­yar’a devretmek zorunda kaldı. İki dönemde 1 yıl 82 gün Başbakanlık yapan Bayar’ın yerine 1939’da Refik Saydam, 1942’de Şükrü Saracoğlu, 1946’de Recep Peker, 1947’de Hasan Saka, 1950’de Şemsettin Günaltay geldi, aynı yıl yapı­lan genel seçimleri Demokrat Parti kazandı ve Adnan Men­deres de Başbakan oldu. 1960 darbesiyle idam edilen Başbakan Menderes’in yerine partilerüstü askeri yönetim Cemal Gürsel’i iş başına getirdi. 1961’den 1965’e kadar İnönü Hükümeti tekrar görev yaptı. Suat Hayri Ürgüplü Hü­kümeti’nden sonra 1965’ten 12 Mart 1971 askeri darbesine kadar Süleyman Demirel başbakanlık yaptı. Nihat Erim 1972’de görevi Ferit Melen’e, o da Naim Talu’ya devretti. 1974’te Ecevit 285 gün süreyle Başbakan oldu. Ardından Sadi Irmak Başbakan oldu ve Süleyman Demirel 1976’da gö­reve geldi. 1977’de Başbakanlığı devralan Ecevit koltuğu De­mirel’e, Demirel 1978’de Ecevit’e o da 1979’da tekrar Demirel’e verdi. Ardından askeri darbe Bülent Ulusu’yu Baş­bakan yaptı. 1983’te Turgut Özal Başbakan oldu, 1989 yı­lında Yıldırım Akbulut ve 1991’de Mesut Yılmaz’dan sonra 1991’de Demirel Başbakan oldu.

Tansu Çiller, 1991’de devraldığı görevi 1996’da Mesut Yıl­maz’a, o da aynı yıl Necmettin Erbakan’a devretti. 1997’de Mesut Yılmaz tekrar devraldığı görevi 1998’de Bülent Ece-vit’e devretti. 2002 yılında Abdullah Gül Başbakan oldu. Recep Tayyip Erdoğan 2007’de aldığı görevi 2015’te Ahmet Davutoğlu’na devretti. O da başbakanlık görevini 2016 yı­lında Binalı Yıldırım’a devreder. O da Parlamenter sistemin son başbakanı olarak tarihteki yerini alır. 100 yıllık bir siyasi geçmişi buraya sığdırmaya çaba gösterirken kafanızın karış­tığının elbette farkındayım. Çok partili sistemin cilvesi bu olsa gerek. Sık değişen hükümetler ve başbakanlar ve de koalisyonlar. Son 20 yılda belki de en çok özlediğimiz bu ve benzeri durumların yine yaşanacağı günler yakın mıdır? Ne dersiniz?

Mutlu yarınlar Türkiyem…

NOT:

Bu yazı, Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmadan önce kaleme alınmıştır. (M.A)