Türkiye'nin sütçüsü Sütaş, 1975'ten beri "Çiftlikten Sofralara" iş modeliyle sütçülüğe odaklanıyor. 50. yılını "Çiftlikten Kalplere" sloganıyla kutlayan Sütaş, inek yeminden nihai ürüne kadar tüm değer zincirini entegre ederek lezzet ve gıda güvenilirliği sunuyor. Türkiye genelindeki tesislerinde 20 bin üretici aileyle çalışan firma, ürünlerini 182 bin satış noktasına ulaştırıyor.
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, markanın 50 yıllık serüvenini anlattı. Babası Sadık Yılmaz tarafından 1975'te Bursa Karacabey'de küçük bir fabrika olarak kurulan Sütaş, başlangıçtaki sınırlı imkanlara rağmen büyük bir heyecanla faaliyete geçti. Kuruluşundan itibaren sütün üretimini ve tüketimini artırarak insanların sağlığına, yaşam kalitesine ve mutluluğuna katkıda bulunmayı hedefleyen Sütaş, "Türkiye'nin Sütçüsü" olma vizyonuyla çalıştı. Yılmaz, "ottan süte, sütten sofraya" tüm zincirin etkin yönetilmesi gerektiğini belirten entegre iş modelinin, gıda güvenilirliğinin yanı sıra çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla özgün bir sürdürülebilirlik modeli oluşturduğunu ifade etti. 2024'te üretim tesislerinin elektrik ihtiyacının yüzde 92'sini inek gübreleri ve organik atıklardan ürettikleri yenilenebilir enerjiyle karşılayan Sütaş, 2025'te bu oranı yüzde 100'e çıkarmayı hedefliyor.
