Yılda 80 – 90 milyon adet aracın üretildiği günümüzde, dünya çapındaki elektrikli araç filosunun 2030 yılında 245 milyon adede ulaşacağı tahminleri yapılıyor ve önümüzdeki 10 yılda bu rakam mümkün olabilir.  Bu kadar adede ulaşan elektrikli araç filosu varken en önemli konuların başında bakımları nasıl yapılır sorusu geliyor. Başta batarya ve fren olmak üzere elektrikli araçların bakım – onarımlarında tehlike arz eden ve dikkat edilmesi gereken hususlar neler? Önümüzdeki yıllarda elektrikli araç üretim maliyeti, geleneksel motorlu araç üretim maliyetlerini yakalayacak; hatta daha ekonomik hale gelecek. 2024 yılına gelmeden batarya maliyetinin 100 USD / KWh seviyesine ineceği öngörülüyor.
Araç üreticilerinin 2022 yılına kadar tahmini 450 yeni modeli daha sunmayı planladığı ifade edilirken; önümüzdeki 10 yıl içerisinde elektrikli araçlara olan talebin güçlenmesi sonucu ürün çeşitliliğinin daha da artması bekleniyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın çalışmalarına göre ise, dünya çapındaki elektrikli araç filosunun 2030 yılında 245 milyon adede, yani bugünün 30 katından fazlasına ulaşacağı öngörülüyor. Kullanımdaki elektrikli araçlar açısından fren ve direksiyon sistemlerinin bakımı önemli. Ayrıca arıza sinyalleri veren sensörler de hassas ve çok kullanılan bölümler içinde yer alıyor. Fakat yüksek voltaja sahip bataryalı araçlardan doğabilecek tehlikelere maruz kalacağını düşünen birçok servis, bu alanda temkinli olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda yüksek voltajlı batarya konusu, bakım-onarımda aşılması gereken en önemli madde olarak öne çıkıyor. DC (direkt şarj) batarya takımı içerisinde; batarya paketinden motor kontrol ünitesine ve elektromotora uzanan, eşit derecede tehlikeli yüksek voltajlar taşıyan birçok kablo bulunuyor. Bu donanımlardan herhangi biriyle yanlışlıkla oluşabilecek bir temas, ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Elektrik çarpmasının yanı sıra, ark patlaması veya patlamadan kaynaklı ciddi yanma ve zararlı pil kimyasallarına maruz kalma da diğer riskler arasında yer alıyor. Tüm bu endişe verici unsurlara karşın doğru prosedürler izlenerek riskler azaltılabiliyor. İlk olarak teknisyenlerin elektrik çarpmasına karşı koruma sağlamak adına CAT 0 1000V dereceli yalıtımlı eldivenler, yalıtımlı botlar ve paspaslar dahil olmak üzere doğru kişisel koruyucu ekipmanları kullanması öneriliyor. Fren değişimi gibi son derece basit ve rutin işlemlerin öncesinde de teknisyenlerin önce araç güvenliğini sağlaması gerekiyor. Bu kapsamda servis fişi veya izolatör anahtarının çıkarılması, ardından güvenli bir yere kaldırılarak yüksek gerilimli batarya bağlantısının kesilmesi tavsiye ediliyor. Ancak yüksek voltajın dağılması, 5-10 dakikalık bir süreyi bulacağı için teknisyenlerin dikkatli olması gerekiyor. Dolayısıyla herhangi bir çalışmaya başlamadan önce, yüksek voltaj kablolarının ve elektrikli bileşenlerin elektrik yüklü olup olmadığının kontrol edilmesi önem taşıyor. Ayrıca, İçten yanmalı bir motora sahip olan hibrit otomobillerde en büyük sorun, yakıtınızın bitmesidir. Yakıtı bitmiş bir hibrit aracın bataryasında enerji olsa da, araç çalışmayacaktır. Hibrit sistemin devreye girebilmesi için yakıt göstergesindeki ‘düşük yakıt’ ışığı sönene kadar takviye yapılması gerekir.Hibrit aracın uzun süreli kullanılmaması durumunda da, batarya seviyesinin düşmesi mümkündür. Bu durumda da araç çalışmayacaktır. Hibrit aracın bataryasını takviye kablo ile, iterek veya başka bir araç tarafından çekilerek rejeneratif yöntemle doldurulması doğru bir yöntem değildir. Ancak yetkili servis tarafından şarj edilebilir. Bu yüzden hibrit araç sahipleri de ayda 1 kez mutlaka araçlarını çalıştırıp, kısa mesafeli sürüşler yapmak zorundadırlar.