Kıymetli okurlar, malumunuz üzere gerek artan enflasyon gerekse artan personel bulma zorlukları sebebiyle bir çok işveren personele ilave ayni menfaatler tahsis etmektedir. Bu menfaatlerin de en başında personele yapılan özel sağlık, tamamlayıcı sağlık vb sigorta poliçeleri gelmektedir. Pek tabi ki bu uygulamalar beraberinde bir çok vergisel soru da barındırmaktadır.

İşveren tarafından personel adına yaptırılan sigorta poliçeleri için yapılan ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusu da iş bu köşe yazısının konusunu oluşturmaktadır.

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı E-38418978-125[6-2023/5]- sayılı özelge ile şirketin faaliyetlerinin başarı ile sürdürülebilmesi açısından kritik öneme haiz personele (kilit personel) sigorta yaptırılacağı ve sigorta bedelinin Şirketiniz tarafından karşılanacağı, söz konusu sigorta ile kilit personelin vefatı, çalışamaz şekilde ağır hasta olması ya da engelli hale gelmesi durumlarında sigorta firması tarafından poliçenin muhatabı olan Şirketinize ödeme (tazminat) yapılacağı belirtilerek, Şirketiniz tarafından sigorta şirketine yapılan ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda görüş bildirilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safî kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinde, safî kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (2) numaralı bendinde hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatlarının (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla) safî kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi maksadıyla yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Öte yandan mezkur Kanunun;

- "Ücretin tarifi" başlıklı 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. ...",

- "Gerçek ücretler" başlıklı 63 üncü maddesinde, "Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.

...

Sigortanın Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50'si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, engellilik, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler (İndirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Cumhurbaşkanı bu bentte yer alan oranları yarısına kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi, asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.) ...",

hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 23/10/2012 tarih ve GVK-85/2012-7 sayılı Gelir Vergisi Sirkülerinde konu ile ilgili açıklamalara yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketiniz tarafından, kilit personeliniz adına yaptırılan hayat sigortasının lehtarının Şirketiniz olması ve poliçe süresinde (5 yıl) riskin gerçekleşmesi durumunda … ABD Dolarının şirketinize ödenecek olması nedeniyle, şirket arafından karşılanan sigorta primleri, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi kapsamında ücret olarak değerlendirilmeyeceği hususunda görüş bildirilmiştir.