İstanbul’da kısa sürede çok şey görmek istiyorsanız tak­siye binmek zorundasınız ama tabii ki taksiciler sizi alırsa!

Geçtiğimiz hafta İstanbul’u anlatmıştım bu hafta da taksi maceralarımla devam etmek istiyorum.

Onca taksi maceram olmasına rağmen yine uslanmamış bir gönülle taksi çağırıyorum.

Avrupa yakasındaki Levent semtinden Anadolu yaka­sında Ataşehir’e gideceğiz, bindiğimiz taksinin şoförü ben­den yaşlı olmasına rağmen beybaba hitabı ile çakarları açarak ters istikamette yola girdi.

Karşısında beliren trafik polisini görünce de bana “bey­baba yaaaat koltuğa” dedi.

Ben anlamadım konuyu, taksici polise “beybaba rahat­sızlandı, hastaneye gidiyoruz” dedi.

Sonra olanları siz hayal edin.

Yine taksi bekliyoruz bir, iki, üç, beş, on her seferinde şoföre gide­ceğimiz yeri söylüyo­ruz.

Her taksici ya otele müşteri almaya gidi­yor ya da başka baha­nesi var.

Neticede bir insan çıkıyor dakikalar sonra “buyurun, ne­reye gideceğiz?” diyor.

“Bunlar nasıl para kazanıyor?” diye soruyorum bindiği­miz taksinin insan evladı şoförüne.

Söylediğine göre özellikle Ortadoğulu zengin turistler tarifenin beş katına müşteri oluyorlarmış.

İkinci gün yine taksi bekliyoruz, bulamazsak beş katına razıyım modundayım.

Hali hazırda on beş bin adım atmışız, Sirkeci’den Balat’a gideceğiz, aslında çok yakın ama yü­rüyerek gidecek derman yok bizde.

Boş bekliyor bir taksi, ben “Balat dedim” o “abi otele gidiyorum müş­teri alacağım” dedi.

Ne kadara götürürsün anlaşabiliriz deyince tarifeyi o be­lirledi ve “atla abi” dedi. Ben “ya müşteriniz ne olacak?” dedim o “beklesin abi alır birisi onu” dedi.

Bizim taksici, sen tut o Sirkeci trafiğinde ters yola gir ve yolunda giden bir sürü insana hakaret ede ede Balat istika­metine kestirmeden gir.

Benim ve eşimin nutku tutuldu. Hani bize bir şey olmadı ama biz rezil olacağımıza paramız olsun rezil derler ya...

Aslında karakterime ve anlayışıma ters bir durum asıl ben oldum rezil anlayacağınız. Bu anlattıklarım İstanbul’da bütün taksiciler böyledir anlamı taşımıyor fakat artık iş çığı­rından çıkmış. Sonuç olarak bu iş turistlere oradan da ülke­mize ve imajımıza yansıyor maalesef ve ben bu işin çözümüne karşı çıkan tepe yönetimlere ah ediyorum.

İnşallah sizler de benim gibi bir gün taksi beklersiniz İs­tanbul’da.

Hani bir şarkı vardır Yeni Türkü’nün söylediği “İstanbul güzel ama zabitleri pek yaman.”

Ben de diyorum ki

İstanbul güzel ama taksiciler aman amaaaan!..

Saygılarımla.