Son günlerde ülkemde yine hukuk reformlarından bahsedilmeye başladı. Uzun geçmişte sıkça rastladığımız üzere, bir takım çevrelere şirin gözükmek ya da iş yapmış olmak adına hayata geçirilmeye çalışılan üç beş hukuk kuralı da ‘REFORM’ olarak adlandırıldı.
Son günlerde ülkemde yine hukuk reformlarından bahsedilmeye başladı.Uzun geçmişte sıkça rastladığımız üzere, bir takım çevrelere şirin gözükmek ya da iş yapmış olmak adına hayata geçirilmeye çalışılan üç beş hukuk kuralı da ‘REFORM’ olarak adlandırıldı. Reformun kelime anlamına da aykırı - sulandırıcı, güven azaltıcı can sıkıcı bir tanımlama. Dönüp baktığınızda adına maalesef çok yanlış biçimde reform denen bu türden birçok mevzuat ve uygulamaların denli silik, kötü sonuçlar ürettiklerini canlı canlı fark ediyor olmak bu da bir başka fecaat.
Geçtiğimiz hafta binlerce hukukçunun kayıtlı olduğu bir hukukçular sosyal medya platformunda yine “İstinaf mahkemeleri tartışıldı.” Binlerce tecrübeli hukukçudan biri bile İstinaf mahkemelerinin mevcut durumunu savunamadı.
Sağcısı solcusu, eskisi yenisi hukukçuların hemen tamamının ittifakla ve net görüşü “İSTİNAF MAHKEMELERİ DERHAL KALDIRILMALI.”
Zira istinaf mahkemelerinin pek çok bölümü de inceleme için gelen dosyaları senelerce bekletir oldu. Yerel mahkemeye geri gönderdiği dosyaların tekrar kendisine gelmesi oradan Yargıtay’a gitmesi derken, sistem(sizlik) davaların ONLARCA YIL yanlış anlamadınız, ONLARCA YIL sürmesine neden olabilecek muazzam bir adaletsizlik ortamına sürüklenir oldu. İstinafta görev yapan nitelikli hakim ve savcıların büyük çoğunluğu da yerel mahkemeler ve Yargıtay’a kaydırılarak buralarda görevlendirilmeli. Yargıtay’da daire sayısı, üyeler ve tetkik hakimleri sayısı ve nitelikler artırılmalı. Boşalacak bina araç gereç personellerle yerel mahkemeler de fevkalade güçlendirilerek işin mali yolu kolaylaştırılabilir.
Alın size-özel hukuk alanında- hukuk reformuna giriş- 1.
Devam edelim-2; özellikle yerel mahkemelerde görev alan hakimlerin alanlarında yoğun uzmanlık eğitim ve testleriyle yetkinlikleri üst seviyeye çıkarılmalı. İş davalarına bakan hakim ertesi gün ceza hakimliğine atanmamalı. Devam edelim.
3- Hakimlerin izin, hamilelik, hastalık, tayin vs. gibi mazeretleri ile mahkemeler, avukatlar, vatandaş, sistem içindeki herkes perişanlıklar yaşıyor, davalar yıllarca sürükleniyor, yedek hakimlik ve tetkik hakimliği sistemiyle süreçteki bu kesintiler minimuma indirilmeli, sisteme ciddiyet sağlanmalı.
4- Arabuluculuk kulağa hoş gelse de hal, hazırda noter hizmetlerinden pek farkı yok, daha ziyade iş sözleşmelerinin karşılıklı anlaşmalı feshinde imza organı gibi çalışan bu kurum yeniden elden geçirilerek kapsam genişletilmeli. Arabuluculara bir takım aksiyon ve yetki/görevler verilebilmeli, belli kıdemdeki tüm hukukçulara da arabulucu olma hakkı tanınmalı.
5- UÇK örneğinde olduğu gibi zorunlu tahkim alanları genişletilmeli, ihtiyari tahkim olanaklarının genişletilmesi ve yayılarak kurumsallaştırılması düşüncesi ise gerçek hukuk devrimidir, yoğunlaşmalı.
6- Dava ve uyuşmazlık sayısı bazı yasalara bazı mevzuatlara pozitif ve zekice dokunuşlarla yüzde ellilere kadar azaltılabilir. HMK, Çek Yasası, İcra İflas Yasası, İş Yasası bunlardan ilk üçü.
7- Tüm şirketler ve tacirler için avukatla çalışma zorunluluğu getirin, ancak mevcutta sadece belli miktarda kayıtlı sermayeli AŞ. ve kooperatiflerde yer alan zorunluluğun kriterleri oldukça yanlış bunu herkes biliyor, ciro, çalışan sayısı gibi akılcı kriterlerle zorunlu ücreti de kademeli hale getirin herkes de saygı duysun.
8- Vatandaşlara da hukuk sigortası türü uygulama ile bir çok memlekette başarıyla uygulanan aile avukatlığı sistemi getirilerek gerçek bir hukuk devletine adım atılabilir.
9- Sonuncu ve en önemlisi de sanırım reform adına yapacağınız en önemli iş HUKUK DEVLETİNE- HUKUKA İNANMAK, SAMİMİYETLE SARILIP SAYGI DUYMAK OLMALIDIR.
Esasında bu satırlarda Hukuk Reformu ve Hukuk Devrimleri adına Cumhuriyetin kuruluşu sonrası büyük önder Atatürk’ün liderliğinde hayata geçirilen Medeni Yasa, Borçlar Yasası gibi düzenlemeleri , öncesi, sonrası iç ve dışta yarattığı etkileri de yazacaktım ama…
Bize ayrılan sütun sanırım doldu,
inşallah bir sonraki haftaya.
Sağlıcakla kalınız.