Kıymetli okurlar, hepimizin malumu üzerine globalleşen dünyada ticari rekabet çok farklı boyutlara taşınmış ve bunun sonucu olarak birçok şirket yan iş kollarında da örgütlenme ihtiyacı duymaktadır. Yan iş kollarında yürütülen bu faaliyetler aynı kişi veya kişilerce kurulan farklı şirketler bünyesinde organize edilmekte ve bunun sonucunda da aynı organizasyon bünyesinde birçok şirket ortaya çıkmaktadır. Bu şirket yapıları bazen büyüklük ölçütlerine ve kurumsallık derecelerine göre holding şeklinde ortaya çıkabildiği gibi, grup şirket olarak da örgütlenebilmektedir. Grup şirket tanımı; ortak bir kontrol kaynağı aracılığıyla tek bir ekonomik varlık olarak işlev gören ana ve yan kuruluşların bir araya geldiği ekonomik bir gruptur. Grup kavramı, vergi hukuku, muhasebe ve şirketler hukukunda, grubun bir üyesinin haklarını ve görevlerini diğerine veya tümüne atfetmek için sıklıkla kullanılmaktadır. Tek bir organizasyon merkezinden yönetilen grup şirketler sıklıkla birbirleri adına harcama yapabilmekte veya maliyet kontrolünü ve avantajını sağlamak amacıyla toplu alımlar yaparak diğer şirketlere yansıtabilmektedir. Konuya ilişkin olarak incelemelerde en çok eleştiri konusu yapılan konulardan birisi personel giderlerinin yansıtılması hususudur. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü tarafından 19.10.2020 tarih ve 64597866-130[9]-E.24193 sayılı özelge ile - grup olarak Türkiye’de üç ayrı tüzel kişiliğe sahip şirketlerinizin bulunduğu, grup şirketlerinize ait ortak işlemler için ayrı departmanların ve yöneticilerin bulunmaması nedeniyle tek bir departman üzerinden işlemlerin yürütüldüğü, Aynı gruba bağlı iki şirkette ilave maliyete katlanılmasını önlemek ve ilave personel alımının önüne geçmek amacıyla grup şirketleriniz arasında ortak işgücü kullanımı gerçekleştirildiği ve söz konusu ortak personellerin diğer grup şirketleriniz için hizmet verdiği sürelere isabet eden ücretlerin ilgili grup şirketine kar marjı olmadan yansıtıldığı belirtilerek, herhangi bir kar marjı ilave edilmeden yapılan personel maliyeti yansıtma işleminin katma değer vergisinin (KDV) konusuna girip girmediği, bu işlemin KDV’ye konu olması halinde ise KDV tevkifatına tabi olup olmadığı hususundaki Başkanlığımız görüşünün sorulduğu özelgede idare; kurumlar vergisi yönünden “transfer fiyatlandırmasına konu iki işlemin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu işlemlerden biri; elektrik, su, doğalgaz masraflarının karşılıklı olarak ilişkili şirketler arasında aynen yansıtılması; diğer işlem ise ortak personellerin ilgili şirket için hizmet verdiği sürelere isabet eden ücretlerinin ilgili şirkete fatura edilmek suretiyle yansıtılmasıdır. Bu kapsamda ilk işleminizin ilişkisiz taraflardan sağlanan hizmetlerin hizmetten fayda sağlayan tarafa doğrudan yansıtılması şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Diğer işleminiz ile ilgili olarak; şirketiniz ile grup şirketiniz arasında gerçekleşen ortak işgücü kullanımı sonucu söz konusu ortak personellerin ilgili şirkete hizmet vermesi işlemi ilişkili kişiler arasında gerçekleşen bir işlem olup bu işleme ilişkin bedelin emsallere uygun olması gerekmektedir” görüşünü bildirmiştir. Ayrıca idare konunun Katma Değer Vergisi açısından ele alınmasında; “Şirket tarafından grup şirketlerinize sunulan ortak işgücü kullanımına dair personel maliyeti yansıtma işlemleri, genel esaslar çerçevesinde KDV’ye tabi bulunmakta olup, personellerin verdiği söz konusu hizmetler grup şirketlerinizin sevk ve idaresinde yürütülmediğinden, İşgücü Temin Hizmeti kapsamında tevkifata tabi değildir. Diğer taraftan, söz konusu hizmet bedellerinin emsal bedele uygun olarak KDV’ye tabi tutulması gerekmekte olup, bu hizmetlerin sunumunda çalışan personelin ücretinden düşen paya göre (salt maliyet üzerinden) bedel hesaplanması uygun değildir. Öte yandan, elektrik, su, doğalgaz tüketimlerine ilişkin fatura bedellerinin kullanım miktarına göre bire bir paylaşılması halinde, hizmetten faydalanan grup şirketleriniz adına düzenlenen faturalarla ilgili bedellerin yansıtılmasında, asıl işlemin tabi olduğu oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.” Sonuç olarak rekabetin her geçen gün sertleştiği global dünyada birçok iş kolunda faaliyet gösteren şirketler topluluklarının sayısının artması ülkemizin kalkınması ve işsizlikle mücadele açısından büyük önem arz etmektedir. Özellikle imalattan ihracatçı grup şirketlerinin teşvik edilmesi amacıyla mali idarenin başta masraf yansıtmaları olmak üzere birçok konuda destekleyici vergisel teşvikleri hayata geçirmesi çok büyük önem taşımaktadır. Global dünyada birçok iş kolunda faaliyet gösteren şirketler topluluklarının sayısının artması ülkemizin kalkınması ve işsizlikle mücadele açısından büyük önem arz etmektedir.