UKÜB büyük düşünüyor
Uluslararası Kalıp Üreticileri Birliği (UKÜB), kalıpçılık sektörünü tek çatı altında toplamak istiyor. Hedef; kalıpçıları güçlendirip, dünyanın büyük projelerini Türkiye'ye çekmek.
UKÜB Başkanı Masatoğlu, kalıpçıları örgütlenmeye davet ederken, "Kalıpçılar birbiriyle rekabet değil, işbirliği yapsın. Batının kalıp ihtiyacını Türkiye karşılasın" diye konuştu.
Merkezi Bursa'da olan Uluslararası Kalıp Üreticileri Birliği (UKÜB), imalat sanayiin anası, "kalıpçılık" gibi çok statejik bir sektörün güçlenmesi için faaliyet gösteriyor. Ulusal imalat sanayiin gelişmesi yönünde kilit bir yerde duran ve yakın zamana kadar tamamen ithalata bağımlı olan kalıpçılıkta UKÜB'ün kendine biçtiği misyon, kalıpçılığı güçlendirmek ve uluslararası kuruluşların kontrolündeki büyük projeleri Türkiye'ye çekmek. Batılı firmaların kalıpta ucuz emekli Uzokdoğu'ya kaymaya başladığı düşünülürse, 80 milyar dolar olarak hesaplanan dünya kalıp pazarında Türkiye'nin en az 8-10 milyar dolar pay alabileceği varsayılıyor.
"Kalıp", seri üretimi yapılan her hangi bir ürünün üretimi sırasında, hammaddeye şekil verilmesini sağlayan temel bir şey. Betondan plastiğe, altından demir-çeliğe her türlü hammadde kalıpta biçimlenir. Denebilir ki, kalıp olmadan hiçbir sanayi üretimi gerçekleştirilemez ve kalıp, imalat sanayiin en stratejik bölümüdür. Zira, neyin nasıl üretileceğine karar veren kalıbı yapandır, işin sahibi odur...
Kalıpçılık, sanayiin doğumu kadar eski. 1930'lu yıllarda devletin sanayi hamlesi, 1960'ın ikinci yarısından itibaren araba ve beyaz eşya yapımının başlaması ve nihayet 1972'de iki otomobil fabrikasının kurulması, kalıpçılığı Türkiyede sektör haline getirdi. Ancak kalıp, bir malın üretiminde "yan iş" gibi görüdüğünden "kalıpçılık sektörü"nden sözedilmedi. Ayrıca, Türkiye'de teknoloji üretiminin çok zayıf olması, endüstriyel üretimin büyük ölçüde yabancı marka ve lisanslarla yapılıyor olması, hatta kalıpların doğrudan dışarıdan getirtilmesi kalıpçılığın geri plana itilmesine yolaçtı.
UKÜB Türkiye genelinde merkezi bir çatı. Bursa, Türkiye'deki 6 bin civarında kalıpçı firmadan bin 500 kadarının bulunduğu bir kent. UKÜB, Bursalı girişimcilerce kuruldu ve merkezi Bursa'da, DOSAB içindeki BEGEVde faaliyet gösteriyor.
UKÜB, Bakanlar Kurulu'nun 26.06.2002 gün ve 2002/4457 sayılı kararı ile kuruldu. Kuruluşundaki en önemli isim, sanayici ve o dönem milletvekili olan Fahrettin Gülenerdi.
"Uluslararası kalıp üretimi ve teknolojisi alanında çalışmalar yapmak, uygulama ve araştırma merkezleri kurmak, aynı zamanda bu alanda eğitimler vermek" gibi amaçları olan UKÜB, 58 üyeye sahip. 6 bin firmadan sözedilen bir alanda üye sayısının düşüklüğü, örgütlenmeyi UKÜB'ün önüne acil görev olarak koyuyor.
Türkiye'deki toplam üretim gücünün yüzde 70'inin kalıpçılık ve otomasyon endüstrisinin varlığı ile yapıldığını söyleyen UKÜB yönetimi, kalıpçıların örgütlenmesinin geciktiği kanısında. Ancak kalıp işleminde büyük oranda yurt dışına bağımlı olunduğu da biliniyor. İşte bu noktada, UKÜB, yerli kalıp üretiminin desteklenmesini kendisine bir misyon ediniyor. 25 - 28 Mayıs 2006'da TÜYAP Bursa Kalıp 2006 Fuarı olarak Türkiye'de ilk kalıp fuarı düzenlenmesine katkı sağlayan UKÜB, geçtiğimiz yıl yapılan Güney Kore ve Japonya teknik gezileri ile yurt dışındaki mesleki kuruluşlarla ilişki kurdu.Kalıpçılık sektörü ile ilgili seminer ve konferanslar düzenleyen birlik bu yıl örgütlenmeye hız vererek üye sayısını 100'e çıkarmayı planlıyor.
UKÜB'den birlik çağrısı
Başında Haskalıp YKB Harun Masatoğlu'nun bulunduğu UKÜB, yayımladığı "Birlik Çağrısı"nda dünyada yaklaşık 80 milyar dolar olan kalıp pazarına işaret ediliyor. Bugüne kadar Avrupa'nın kalıp ihtiyacını karşılayan Portekiz, İspanya ve İtalya'nın yerini işçilik maliyetleri nedeniyle Güney Kore, Tayvan, Çin ve Doğu Avrupa'nın almaya başladığına dikkat çekilen çağrıda, şöyle deniliyor:
"Neler yapabiliriz?"
"Ülkemizi dünya pazarlarında kalıpçılıkta söz sahibi yapabilmek için bir araya gelerek, gücümüzü arttırmamız gerekmektedir. Bunu başarırsak, yurt dışındaki büyük müşterilere ülkemiz kalıpçılığını ve üyelerimizin firmalarını tanıtırız. Ülkenin kalıpçılıkta marka olması için faaliyet yürütürüz. Fuar şirketleri ile anlaşma yapılıp, stand ücretlerinde indirimler yaparız. Fuarlarda indirme, bindirme, elektrik, su ve hava gibi hizmetler ücretsiz sağlanabilir. Fuar alanı kiralanabilir. Tezgah satıcıları ile örgüt üyeleri için pazarlıklar yapılabilir. Ucuz kaynak konusunda finans kurumlarına ulaşılabilir. Örgüt tarafından yurt içi ve yurt dışı uzmanlar temin edilip, seminerler verilebilir, danışmanlıklar alınabilir.
Uluslararası Kalıpçılar Birliği olarak her hangi bir kurumun karşısına geçtiğimizde, arkamızda büyük bir güç olduğunu hissettirmeliyiz. Bunun için kalıpçılık sektöründeki firmaları da bu birliğe katılmaya ve destek olmaya davet ediyoruz.
Eğer kendi geleceğimizi kendimiz kuramazsak, başkasının kurduğu gelecekte yaşamak zorunda kalabiliriz. Başkaları geleceği bizim için değil, kendileri için kurarlar.
UKÜB Yönetim Kurulu:
Başkan: Harun Masatoğlu (Haskalıp), Başkan Yardımcısı: Levent Gani Yusufoğlu (Assaf Kormaz), Sayman: Ali Ergun Onur (Bursa Istaş), Üyeler: Yalçın Buruk (Teknik 20), Mehmet Fikri Ünal (Mastaş), Sezai Sezer (Profilsan), Ali Cengiz Taydan (Ar-iş Otomotiv)
UKÜB Yönetim Kurulu Başkanı Harun Masatoğlu'nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
EKOhaber: Sayın Masatoğlu, UKÜB, hangi ihtiyaçtan doğdu?
Harun Masatoğlu: Türkiye'de Kalıp Üreticileri Birliği çok geç örgütlendi. Sebebi, kalıpçıların kendi aralarında yaşanan rekabet veya bir örgüt kurma isteğinin oluşmaması. Nihayet 2001'de bir grup arkadaşla birlikte Kalıpçılar Derneği kurmak için harekete geçtik. Sayın Fahrettin Gülener o dönemde milletvekiliydi. Biraz daha üst düzeyde düşünerek, dernek değil, birlik olarak kurulmasını tercih etti.
Sektörün gelişimi
EKOhaber: Kalıpçılık sektörünün gelişiminden sözedermisiniz?
Harun Masatoğlu: Türkiye'de kalıpçılık, sanayi hamlesinin başladığı 1933'lere dayanıyor. 1933'lerde Atatürk'ün başlattığı sanayi hamlesi ile özellikle silah mermi gibi askeri amaçlı sanayiye yönelik kalıplar üretildi. 1963'lerde Makine Kimya Endüstrisi Kurumu, ardınan beyaz eşya üretimi başlıyor. Bütün sanayi üretimi kalıpla yapılır. 1972'de iki otomobil fabrikasının üretime başlaması ile kalıpçılığa duyulan ihtiyaç artıyor. Otomobil demek kalıp demektir... Her parçası kalıpla üretiliyor. Rondelasından egzozuna, kapı kolundan direksiyonuna, koltuğundan camına, tamponundan aksına, kaputuna, motoruna, çamurluğuna her bir parça kalıpla üretilir. 1980 sonrasında otomotiv, beyaz eşya alanında hem üretim adetleri, hem modeller sürekli artttı. Her bir model için farklı kalıpların kullanılması ile otomotiv ve beyaz eşya, kalıp alanında bir lokomotif oldu. Kalıp teknolojik yönden gelişmiş insan gücü demektir, çelik demektir. Kalıpçılık malzeme tedarik sektörlerini geliştirdi. Isıl işlem, makine, kesici takımlar... Otomobilin arkasında çok büyük bir sanayi, teknolojik üstünlük var. AB'deki teknolojik gelişimlere bakınca otomobil ürtiminin çok büyük bir lokomotif olduğu görülür. Hatta gelişmeleri otomobil sanayine borçludurlar. Türkiye'de de böyle oldu. Otomobil üretimi, kalıpçılık sektörünü, tekstil sanayisini, çelik, makine, kesici takımlar ve diğer sektörlerin gelişimine öncülük yaptı.
Sektör ürünün gölgesinde
EKOhaber: Sadece kalıpçılık yapan fabrikalar yok gibi...
Harun Masatoğlu: Kalıpçılık sektörünün bugüne kadar perde arasında kalmasının nedeni işte bu, kalıpçılığın mal üretimi ile birlikte yapılmasıdır. Örneğin bir kalem. Bütün parçaları ayrı ayrı kalıplarda yapılıyor. Bu 25 kalıp demek. Metal, plastik vs. Kalıpçılık sektörü hep ürünün arkasında kaldı. Otomobilin, teybin, kalemin, tencere-tavanın vs. arkasında kaldı. Kalıpçılık öne çıkmadı. Kalem üretecek kişi kendi kalıphanesini kendisi kurmuş. Sonuçta işi yüzde yüz kalıpçılık olan firma öne çıkmadı. Diğer yandan her kalıpçının gönlünde bir aslan yatar. O aslan, kalıbını ürettiği ürünün kendisini üretmektir. Diyelim ki, sanayi çarşısında tencere kalıbı yapıyor. Bakıyor ki, tencere yapımı iyi bir iş. Kendine de bir kalıp yapıyor ve tencereci oluyor. Haskalıp firmasının adında kalıp var, ama kalıp üretmiyor. Metal Endüstrisi adı ile ayrı bir fabrikamız var, kalıp orada üretiliyor, Haskalıp'a kalıp satıyor, Haskalıp da menteşe üretiyor. Haskalıp'ın işi menteşe üretmek. Otomotiv sektöründe menteşe üetiminde lider firma. Kalıphaneyi menteşe üretiminden ayırdık. Şimdi ayrı bir fabrika ve isteyen herkese kalıp üretiyor. Bunların sayısı az.
Hedef; tek çatı
EKOhaber: Birlik olarak hedefleriniz, çözmeye çalıştığınız sorunlar neler?
Harun Masatoğlu: Birliğin öncelikli hedefi kalıpçıların tek çatı altında toplanması. En büyük sorun örgütlenmek. Hangi ilde olursa olsun, bütün kalıpçıların bu çatı altında toplanması lazım. Örgütlenme sağlandığında birlik ve dayanışma olacak. Malzeme, müşteri siparişleri tek elden yürüyecek. Türkiye genelinde kalıpçılar birbiri ile rekabet etmeyecek, işbirliği yapacak. Herkes birbirinin rakibi olmayacak. Kalıpçılar şu anda birbirinin rakibi. Ana sanayi kuruluşarı bana geliyor (bunu kaça yaparsın) diyor. Diyorum ki 10 lira, sen diyorsun ki, 5 lira, gidip sana yaptırıyor. Halbuki ortak saat ücreti, ortak eleman ve ortak standartlarda birleşilmesi halinde firmalar arasında dayanışma sağlanacak, herkes biribirinin işletme sermayesini yemeyecek.
Ortak çalışma ile standardizasyon sağlanacak
Eğer tek bir çatı altında toplanma sağlanabilirse, yurt içinde ve özellikle yurt dışında büyük projeleri UKÜB'ün almasını sağlayacağız. Yani üyelerimize iş imkanı yaratacağız. Projeler UKÜB aracılığı ile teslim edilecek. Sektörde eleman sirkülasyonu bir ölçüde önlenecek. Ortak çalışma ile standardizasyon sağlanacak. Kalıpçıların UKÜB çatısı altında toplanması, fikir ve gönül birliğinin sağanması gerekiyor. Herkesin şüphe ile bakacağı bir yer değil, güvenerek bakacağı bir noktada olması lazım. İnsanlar maalesef ben üye olursam birlik bana ne verecek mantığı ile bakıyor. Birlik para dağıtan, menfaat sağlayan bir kurum değildir. Amacımız birliğin koordinasyonu ile projelerin Türkiye'ye gelmesi.
İstiyoruz ki UKÜB Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi olsun, Türkiye'nn kalıp yapma gücünü uluslararası alana açılmasını, uluslararası kalıp ihtiyacının Türkiye'den karşılanmasını sağlamak istiyoruz. Bunun icin hem sektörden hem de devletten destek bekliyoruz."

Sayı: 561 - Sayı'nın Kapağı