AYDIN DAĞTEKİN- GÖKSEL BAŞARAN

Otomasyon uygulamalarında yüzde 10’luk iyileşmenin ciroya yüzde 20 katkı sağladığına dikkat çekilirken, firmalar, yazılım ve veri tabanlı sistemlerle israfları minimize etmeye odaklanıyor. Bazı fabrikalarda üretim hatları uzaktan izlenip yönetilebiliyor, makineler arası iletişimle 7/24 verimli üretim sağlanıyor.

Dijital olgunluk seviyesinin halen düşük olması, sanayi–üniversite iş birliklerinin önemini ortaya koyuyor. Sektör temsilcileri, teknolojiyi yalnızca ithal etmenin yeterli olmadığını, yerli üretim ve adil vergi politikalarıyla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.

Buğra Küçükkayalar

Buğra Küçükkayalar

BUSİAD YKB

Dijitalleşmeyi yapay zeka ile buluşturmamız lazım

BUSİAD olarak bizim bir vizyon çalışmamız vardı. Bu çalışma Bursa’nın, Bursa sanayisinin ve ülkemizin geleceği için çok önemli. Orada sloganımız şöyleydi; Sanayi, tarım ve turizmle gelişen Bursa. Ama sonra baktık ki bu slogan Türkiye için de geçerli bir slogan. Hepsi de Türkiye, Bursa için çok önemli. Ama bütün bunların gelecekte önem kazanması için, ülkemizin daha kalkınması için bir şeyler yapmak lazım.

Üçlü dönüşüm lazım gelecek için. Bir tanesi, dijital dönüşüm. Bundan kastettiğimiz, katma değerli üretim yapmaktır. Türkiye’de bir çip fabrikası yok ama pandemi döneminde çip anlamında dünyada krize girdik biz. Herkes Tayvan’ın peşinden koşar oldu. Ve Tayvan’ın bu konuda uzman olduğunu öğrendik. Dolayısıyla katma değerli ürün ve hizmetleri iş dünyası ile buluşturmak, BUSİAD’ın görevlerinden bir tanesidir.

318 üyemiz var bizim. 250 küsur firmayı temsil ediyor. Bizim görevimiz de, bu çalışmaları yapan, sunan kurumları, gerek bünyemizde çalışarak, onların katkılarını öğrenip iş insanlarımıza aktararak, onları raporlaştırarak ve o raporların sonucunda da ülkemizin sathına yayarak, ülkemize katkıda bulunmasını sağlamaktır.

Endüstri 1, 2, 3, 4 diyoruz biz. Endüstri 2,5 civarındadır bizim işletmeler, öyle söylerler. Yakalamak zor ama onu yakalayabiliriz. Dijitalleşmeyi mutlaka ön plana çıkarmak ve yapay zeka ile buluşturmak lazım. Bunu yapabilecek de insandır. Önemli olan makinayı yapmak değil, o makinayı yapacak beyni burada yapmaktır. Bunun için de toplumsal dönüşüm gerekir. Bu amaçla gençlerimizi olabildiğince ülkemizde tutmak gerekir. Yurt dışına giden gençler için de bir şey söylemek istiyorum; Onlar için yurt dışı deneyimdir. Orada bulunmaları bizim için bir kazançtır.

Drone ile tarım yapan üyemiz var

Dijital dönüşüme salt sanayi diye de bakmamak lazım. Tarımda, turizmde de bu olmalı. Hepsinde katma değerli üretimi sağlamamız lazım. Bursa’da drone’la tarım uygulaması yapan üyemiz de var bizim. Bu çok önemli bir konu, pek bilinen bir konu değil. Yine kullanılabilir suyun yüzde 70’ini tarımda heba ediyoruz. Dolayısıyla tarımda verimli sulama için dijital dönüşümden de yararlanmamız gerekiyor.

Ni̇lüfer Çevi̇kel-9

Nilüfer Çevikel

DOSABSİAD YKB

Çin’den 30 yıl gerideyiz, teknoloji üretmeliyiz

Çin gibi devlet tarafından desteklenen sanayiciyle bizim rekabet etmemiz, özellikle işçilik ve enerji konusunda, pek mümkün değil. Bu bağlamda enerji yatırımları kritik önem taşıyor. Bunu yapmıyorsanız, devam etmeniz söz konusu olmadığı gibi, maliyet açısından bir de son dönemde gelen yeşil dönüşüm, karbon ayak izi gibi çeşitli öncü firmaların da uygulamış olduğu kriterlerin de sağlanmasının başında, bu geri dönüştürülebilir ve yenilenebilir enerjiyi kullanım geliyor. Bizim zaten seneler önce sanayide devreye aldığımız konular. Birçoğu enerji yatırımlarında 5’inci senesini doldurdu.

Gümrüksüz ürün girişi engellenmeli

Sınırda karbon düzenlemesi, dünyada bir kaos. Donald Trump, “Ben bunu tanımıyorum” dedi. Bu önemli. Dünyanın en büyük alıcısı ABD. Çarkların bir dişlisi bozuluyor dolayısıyla. Bu durumda diğerleri de mutlaka bunu aşmaya çalışacaktır. Şu anda çok ciddi şekilde uygulandığını düşünmüyorum. Türkiye’ye bu kriterler uygulanmadan, Uzakdoğu ülkelerinden, üçüncü dünya ülkelerinden Türkiye’ye çok net bir şekilde gümrüksüz ürün giriyor. Ve biz maliyetleri yükselttiğimiz halde bizi de zarar ettiriyor, bu da haksız rekabete neden oluyor. Bunun önünde sonunda uygulanması söz konusu ama uygulanması konusunda Türkiye’ye adil olunması gerekiyor. Eğer Türkiye’den bu kriterler isteniyorsa, o zaman Türkiye’ye giren ürünlerin de aynı kriterlerde olması gerekiyor. Öncelikle buna odaklanmamız lazım. Çünkü şu anda sanayicimiz, ileri düzeyde, yeşil teknolojiye uygun ürün üretebilecek durumda. Gerekli yatırımları da yaptık ama daha sakin davranmalıyız. Çünkü geçmişte de bazı kriterler, belgeler hep uygulanacak dendi, Türkiye bunlara hep uydu ama son anda hep gol yedi. O nedenle sakin bir şekilde takip etmek ve dünyayı incelemek gerekiyor.

Türkiye, ürünlerinin yüzde 60’ını doğrudan Avrupa’ya ihraç ediyor. Avrupa uygularız diyor ama dünyanın en büyük alıcısı ABD uygulamazsa, Türkiye mutlaka zarar görecektir bundan.

Akıllı fabrikalar, robotlaşma, yapay zeka konusunda en iyi örnek Çin. Çin şu anda bizden 30 yıl ileride. Ama bizim dönüşmemiz o kadar kolay değil, gerçekçi olmak gerekiyor. Bunun için teknoloji üretmek gerekiyor. Hala teknoloji ithal eden konumdayız. Birçok sektör için bu böyle. Taşıma suyla değirmen dönmez derler ya, ona benziyor. Aksi taktirde birileri getirip koyar teknolojiyi, sonra onlar yeni teknolojiye geçer, siz yine geride kalırsınız.

Verimli çalışmak da tamamen siparişle, rekabetle, maliyetle alakalı. Yeterli işçi olmadığı için fabrika kapatan işverenler var.

Şinasi Güneş-2

Şinasi Güneş

Bemis Teknik Elektrik YKB

Kalıpları revize edip, maliyetleri yüzde 25 düşürdük

‘Kentsel dönüşümü hızlandıralım’ çağrısı ‘Kentsel dönüşümü hızlandıralım’ çağrısı

Geçtiğimiz dört yıl önce, gelecekte güçlü, sürdürülebilir olmak için en önemli konunun maliyetlerin düşürülmesi, rekabet gücünün artırılması gerektiğini gördük, tüm kalıplarımızı revize ettik, göz sayılarını artırdık. Bu şekilde maliyetlerimizi yüzde 25 düşürdük, süreyi de kısalttık. Rakiplerimizden yüzde 15 daha ucuza veriyoruz, fakat onlardan daha çok kazanıyoruz. Firmayı güncellemek çok önemli ama yetmiyor. Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, görmemek, bunlara uyum sağlamamak, firmanın önünde en büyük engeli oluşturuyor. Maalesef birçok firma bu hatayı yapıyor. Firma gelişmek istiyor ama en büyük engel, firmanın sahibi. Değişim ve dönüşüme direniyor, ayak uydurmak istemiyor.

Değişimi, teknolojiyi seviyorum. Bu bakış açısıyla geçtiğimiz yıl, elektrikli araçların şarj cihazlarının üretimine başladık. Sektörü şaşırtacak şekilde, sektörü domine edecek bir firma haline geldik. Tercih edilen bir markayız. Bu şekilde zaten olayı bitirmiş oluyorsunuz. Kadronuz, ekibiniz iyi olduğu zaman daha iyi işler çıkarabiliyorsunuz.

Otomasyona ciddi yatırım yaptık

Otomasyon konusunda da son iki yılda çok ciddi yatırımlar yaptık. 5 kişinin ürettiği 2 bin ürünü, yeni bir otomasyon makinasıyla 2 kişinin çalışmasıyla 5 bin adet üretim yapabiliyorsunuz. Ama o iki kişiyi de çıkarırsanız, 100 bin dolarlık makine oluyor 500 bin dolar. Biz diyoruz ki, 500 bin dolarlık makinayla el değmeden üretim yapacağımıza, 5 kişinin yaptığı işi 2 kişiyle zaten iki katına çıkarıyoruz. O iki kişi kalsın diyoruz. 500 bin dolar yerine, 100 bin dolara üretim yapıyoruz. Böyle istihdamı da koruyan bir ara geçiş mantığıyla otomasyon yatırımlarına başladık. Bu açıdan da verimliliğimizi ciddi şekilde iyileştirmiş durumdayız. Bazı birimlerimizde endüstri 4,0 denebilecek seviyede üretimlerimiz var. 24 saat çalışıyor, bir kişi duruyor başında, o da yatıyor. Karanlıkta çalışan, birbiriyle haberleşen, tamamen bitmiş bir şekilde ürünü üretiyor.

Üretim alanlarında da teknolojik yatırımların yapılması, rekabet gücünün artırılması çok önemli. İhracatta başka türlü şansınız olmaz. Yüzde 30 vergi uygulanan ülkelerde bile fiyat tutturabilen bir firmayız. Dış pazarlarda taleplerimiz giderek artıyor. Döviz kurlarının düşük olduğu bu dönemde, Avrupa’ya mal satabiliyoruz. Kaliteyi de tutturabiliyoruz.

Karbon ayak izi konusuna gelince… Şu anda mevcut fabrikamızda yağmur suyu geri kazanımı, tüm aydınlatmaların LED olması, tüm muslukların tasarruflu olması, tüm hammaddelerin geri dönüşümlü olması, sıfır atıkla çalışan, enerjiyi en az tüketen, tükettiği enerjiyi de çatıdan GES santralinden karşılayan, karbon ayak izini neredeyse sıfıra indirmiş bir firmayız. Bu konuda örnek olmaya çalışıyoruz. Avrupalı müşterilerimizin hayranlığını kazanıyoruz bu konuda. Yeni yapacağımız GES santralimizle de, tükettiğimiz enerjinin fazlasını devlete satmayı planlıyoruz. Bu konuda da öncü firmalardan biriyiz.

İlhan Özdemir Copy-1

İlhan Özdemir

trex Dijital Akıllı Üretim Sistemleri YKB

Otomasyonda yüzde 10’luk iyileşme, ciroyu yüzde 20 artırıyor

Biz firma olarak yazılım ve elektronik bütünleşik çözümler üretiyoruz. İşletmelerin karlılık oranları düşük. Maliyet kalemleri belli; enerji, hammadde ve işçilik maliyetleri. Hiçbir işveren bunları düşüremez. Tek yapacağı şey, israfları azaltmak. Bizim ürettiğimiz ürünler, işletmelerdeki israf noktalarını en ince ayrıntısına kadar, kılcal damarlarına kadar bulup, onları açığa çıkarmak için geliştirilmiş teknolojik ürünlerdir. Bu ürünleri yapay zeka destekli de üretiyoruz ve sunuyoruz. Özetle işletmelerin karlılıklarını artırmaları için, yeni yatırım yapmadan, mevcut kaynaklarıyla daha fazla üretim yapmalarını sağlayacak, israflarını azaltmalarını sağlayacak teknolojik ürünler üretiyoruz.

Almanlar’ın yaptığı araştırmalar, en kötü otomasyonun yüzde 7 verimlilik artışını sağladığını ortaya koyuyor. Burada sağlanacak yüzde 10’luk iyileşme, cironun yüzde 20 artması demektir. Bu kadar etkili. Kayıplarınızı yüzde 10 iyileştirirseniz yani, cironuz yüzde 20 artıyor.

Dijital dönüşüm yatırımları, geri dönüşü çok kolay olan yatırımlardır ama dikkatli olmak lazım. MacKenzie’nin araştırmasına göre, bu tür yatırımların yüzde 30’u başarılı oluyor. Burada böyle bir tehlike var. Hatta büyük, hantal işletmelerde yüzde 16’sı başarılı oluyor. Dolayısıyla çok akıllı, stratejik, iyi ekiplerle, mutlaka işinde uzman kişilerle çalışıyor olmanız şart. Sadece sistemi de kurmanız yetmiyor. Özetle, dijital dönüşüme yapılan yatırımlar başarılı olduğunda, karlılık oranlarını çarpanlı bir şekilde artırıyor.

Bursa’nın dijital olgunluk seviyesi 2,7

Yapılan araştırmalar, Bursa’nın dijital olgunluk seviyesinin 2,7’de olduğunu söylüyor. 250 firmayla yapılan detaylı bir araştırma, bize bu sonucu verdi. Türkiye ortalaması ise 2,5. Maalesef henüz yapılması gerekenlerin çok başındayız, raporlar bunu gösteriyor.

Bundan 7 yıl önce trex Akademi’yi kurduk. Eğer işletmeler bu konuda iyileşme, ilerleme sağlamak istiyorlarsa, üniversiteler ile gerçek ilişkiler kurmalılar. Kağıt üzerinde değil. İnsan kaynağı, daha üniversiteden mezun olmadan bu işleri öğrenmiş olmalı. Bunun yolu gerçek anlamda üniversite – sanayi iş birliğini tesis etmekten geçiyor. Biz henüz o noktada değiliz. Kağıt üzerinde herkes konuşuyor. Gidin Almanya’ya, Volkswagen’in Dresden Üniversitesi’nin içinde kendi fabrikası diyebileceğimiz oluşumları var. Başarılar kolay elde edilmedi. Benzerlerini Çin’de görüyoruz bugün. Acil bir şekilde üniversite – sanayi iş birlikleri gerçek anlamda tesis edilmeli. İşletmelerde, üniversitelerde bu konuda değerli isimler, hocalar var ama takım olamıyoruz.

Teşvikle bu iş olmaz, adil vergilendirme şart

Bu arada vergi düzenlemesi şart. Acilen adil bir vergi düzenine geçilmeli, teşvik sistemiyle bu iş yürümez, görünüyor. Ben 22 yıldır teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteriyorum, yerinde Ar-Ge merkeziyim. Ama teşvik sistemleriyle bu işler yürümez, net artık. Taşıma suyla değirmen dönmez.

Zafer Barış Yazan

Zafer Barış Yazan

Gökçelik CEO’su

Fabrikadaki makinalara uzaktan erişip, kontrol edebiliyoruz

GES denildiğinde herkesin aklına, elektrik enerjisinden tasarruf, elektriği bağımsız bir kaynaktan elde etme geliyor. Oysa ki ticari olarak baktığımızda, şirketlerin buradan çok fazla endirekt kazançları oluyor. Öncelikle sıfır karbon, ihracatçı firmalar için zorunluluk haline gelecek. Avrupa Birliği, 2050 yılında sıfır karbon emisyonuna sahip ilk kıta olmayı hedefliyor. 2026 yılı itibariyle de çok ciddi karbon sınırlamaları getiriyor. Nötürleyemediğiniz her karbon tonu için yaklaşık 45 dolar vergi alacak. Bunu dönüşümü yaparsanız, ekstra teşvik ve vergi indirimleri söz konusu olacak. Bu tür yatırımların imaj yönünden katkıları da çok yüksek. Halkla ilişkilerden insan kaynaklarına kadar dolaylı katkıları var. Örneğin, müşterileriniz, çalışanlarınız çevreye daha duyarlı firmalardan alışveriş yapmak istiyor.

Dijital dönüşüm konusunda ise… Biz kendi GES santralımızın verilerini online olarak alıyoruz. Dolayısıyla ne kadar tasarruf ettiğimizi, ne kadar karbon nötr ettiğimizi her an görebiliyoruz. Onun dışın da teknoloji 4,0 doğrultusunda hem robotlaşma, hem de tüm üretimi dijital yönetim sistemleriyle yönetme konusunda çok ciddi bir çalışmamız söz konusu. Üretim olarak SAP sistemi kullanıyoruz. Bunu veri alma sistemleriyle destekliyoruz. Dolayısıyla işin ucu yine verimliliğe geliyor. Ne kadar verimli üretirseniz, dünyaya o kadar tasarruf bırakmış oluyorsunuz.

Ürettiğimiz karbonun yüzde 18’ini, GES’le tekrar nötr hale getirebiliyoruz. Biz önce insanız, sonra yönetici ve sanayiciyiz. Olaya sadece kapital açısından değil, insani değerler açısından yaklaşıyoruz.

Bizim Gökçelik olarak beş fabrikamız var. Yönetici her arkadaş, bu fabrikalardaki her makineye anında ulaşıp, o makinanın ne ürettiğini, ne kadar enerji kullandığını, hangi verimlilikte çalıştığını görebiliyor ve müdahalede bulunabiliyor. Ürettiğini, tükettiğini, stokladığını net olarak, veri olarak kullanabiliyorsan, bu pek çok alanda tasarruf ve verimlilik sağlıyor.

Yavuz Kazangil-5

Yavuz Kazangil

C Motortech Genel Müdürü

Rekabet için inovatif ürünlere geçmemiz şart

Dünyada ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Rekabet artıyor, maliyetler yükseliyor. Bu durumda yapmanız gereken, daha inovatif ürünlere geçmek. Fason ya da talaşlı üretim değil, katma değerli ürünlere yönelmek gerekiyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu noktada verimlilik artık yeterli gelmiyor, sınıra dayandık. Bu arada 10 yıldan fazla bir süredir dijital sistemleri kullanıyor. Bu alana çok ciddi emek sarf ettik. Burada önemli olan doğru veri. Aksi taktirde sonuç alamazsınız. Yanlış verilerle doğru sonuçlara ulaşamazsınız.

Karbon emisyonuyla ilgili GES projemizi tamamladık çatılarımızda. Daha verimli, yeni tezgahlara geçtik. Aslında bu bir çeşit vergilendirme. İşin gerçeği bu. Avrupa kendini belli bir seviyeye kadar geliştirdi ve artık daha aşağı segmentteki, doğaya sürdürülebilirlik anlamında negatif etkili veren ülkelere bir nevi ambargo uyguluyor karbon emisyonuyla. Aslında kendi fiyatına eşitlemeye çalışıyor, diğer ülkelerin fiyatlarını. Haklılar mı, haklılar. Avrupa bunun için yapılması gereken şeyleri de ötelemeye başladı. Çünkü bu bir para harcama yöntemi. Çünkü karbon emisyonu ciddi maliyetler getiriyor. Analizini yapmak bile ciddi bir emek ve maliyet demektir.

Anıl Işık

Anıl Işık

Valf Yüksekte Çalışma Çözümleri Satış Müdürü

Düşük maliyetli ve çevreci üretime odaklandık

Bizler üretim alanında daha çok dijitalleşmeye önem veriyoruz. Daha az maliyetle, daha çevreci, daha kaliteli nasıl yaparız, bunlarla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aynı zamanda GES’le ilgili çalışmalarda, personellerin hayatta kalmalarını sağlayacak sistemler kuruluyoruz. Yüksekte, çatılarda kurulan GES’lerde, oraya çıkan personelin, oradan tekrar sağlam bir şekilde inmesini sağlayan sistemler üretiyoruz. Bursa firmasıyız. 13 yıldır bu işle uğraşıyoruz. Şu anda kendi üretimini yapan bu alanda tek firmayız. Bursa’nın yüzde 90’ına hitap ediyoruz. Çatısında GES olan birçok firmaya hizmet veriyoruz.

Panel temizliği ve montajı için yükseğe çıkan personele gerekli malzemeleri sağlıyoruz, bir de eğitim veriyoruz bununla ilgili. Tüm sistemlerle ilgili A’dan Z’ye destek sağlıyoruz firmalara. Yüksekte çalışmalarda yaşam hattı kurmak, gerekli önlemleri almak zorunlu ancak denetimler yetersiz. Denetlemeler olmadığı zaman, bu sistemleri kurmak firmalar için büyük bir maliyet. Denetimlerin artmasını bekliyoruz bu anlamda.

Üretim maliyetlerini, enerji maliyetlerini düşürmek adına biz de tesisimizin çatısına GES kurduk. Kullandığımız enerjinin yüzde 60’ını buradan sağlıyoruz. Ar-Ge çalışmamız devamlı yapılıyor. Sistemleri nasıl daha iyileştirebiliriz diye sürekli çalışıyoruz.

İhracatımız da var. Katar, Macaristan, İngiltere gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. Romanya tesisimiz de mayıs sonu, haziran başı gibi aktif hale gelecek.

Bizim sektörümüzde maliyetler aşağı yukarı aynı. Ürünlerimizi yerli olarak üretip, doğrudan biz müşteriye sunuyoruz. Arada başka bir satıcı yok.