Kişi başına milli gelir 2022’de 10 bin 655 dolar oldu. 2022 yılında bir önceki yıla göre finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 21,8, hizmet faaliyetleri yüzde 11,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 9,9, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 5,8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 4,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,3, sanayi yüzde 3,3 ve tarım sektörü yüzde 0,6 arttı. İnşaat sektörü ise geçen yıl yüzde 8,4 daraldı.

Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları, 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 19,7 arttı. Hane halkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 57,5 oldu.

2022 yılında mal ve hizmet ih­racatı yüzde 9,1, ithalatı ise yüzde 7,9 arttı.

TÜİK’e bakılırsa Türkiye’de eko­nomi muhteşem bir çizgide, her şey ziyadesiyle yolunda. Ne güzel. Kim iste­mez ki öyle olma­sını? Keşke, yanıltıcı olmasa.

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı ocak ayında, ih­racat bir önceki yılın aynı ayına göre %5,3 artarak 17 milyar 540 milyon dolar, ithalat %18,7 artarak 31 milyar 842 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böy­lece ocak ayında dış ticaret açığı %40,6 artarak 10 mil­yar 170 milyon dolardan, 14 milyar 302 milyon dolara yükseldi. Bu açık yeni bir rekor. Yıl boyu böyle gitse, yal­nızca dış ticaret açığı kalemi nedeniyle Türkiye’nin borcu %39 oranında artar.

Türkiye’nin merkezi yönetim bütçesi gelirleri 2022’de 2021 yı­lına göre yüzde 99,9 artarak 2 trilyon 802 milyar 355 milyon lira, giderleri de yüzde 83,4 arta­rak 2 trilyon 941 milyar 420 mil­yon lira olarak gerçekleşti. Aralık ayında bütçe açığı 118 milyar li­rayı aştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Enflasyon Araş­tırma Grubu (ENAG), 2023 şubat ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. ENAG’a göre şubat ayında enflasyon yüzde 7.21 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 126.91 oldu. TÜİK’e göre ise Tüketici fiyatları şubat ayında yüzde 3.15 artarken yıllık bazda 55.18 oldu. Gıda fiyatlarındaki artış yüzde 88,32.

Dikkati çekenler (TÜİK verilerinden)

1-Fiyat artışları nedenli tüketim harcamaları çok yük­sek, yatırım ise çok yavaş arttı.

2-İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı, 2022’nin tümünde yüzde 26,5 ile son yılların en düşük düzeyine indi. Eme­ğin payı tarihi dip noktada.

3-Türkiye ekonomisi 2022 yılı tümündeki büyüme yüzde 5,6 olarak gerçekleşti. Bu önemli ancak büyüme katma değer sağlayan üretim ve tarıma endeksli değil. Daha çok finans ve hizmet sektörüne endeksli.

4-Milli gelirin ABD doları cinsinden tutarı da 905 mil­yar 501 milyon dolar olarak hesaplandı.

Özet olarak:

Milli gelirde bir önceki yıla göre öngörülenin üze­rinde bir artış gerçekleşti. Ancak 192 ülke arasında 81. sıradayız. Finansta hızlı bir büyüme, inşaatta hızlı bir küçülme var. Düşük kur/düşük faiz politikasının dış tica­ret açığını büyüttüğü gözlenmekte. Sanayi ve tarım sektörlerindeki küçülme alarm düzeyinde dikkat çekici. Ne yazık ki hizmet ve finansta büyürken üretimde arzu edilmeyen şekilde küçülme var. Enflasyon çok yüksek, alt gelir gurubu sayılan asgari ücretli için hayat şartları giderek zorlaşmaya devam ediyor. Bu tabloya deprem, sel ve seçim ekonomisinin verileri henüz yansımış değil.