Kartalkaya’daki otel faciası, denetim sorunlarının nerelere ulaştığını hatırlattı. Hükümet 2012’de itfaiye denetimini ve yetkisini kaldırmıştı. O günlerde Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç şöyle diyordu: “Avrupa’da projelerin itfaiye tarafından incelenmediği Türkiye’den başka bir ülke gösterilemez. Buna artık itfaiye denemez. Bu Tulumbacılığa dönüştür.”

21 Ocak Salı 2025. Bolu Kartalkaya kayak merkezinde, Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 78 kişi yaşamını kaybetti. 51 kişi yaralı. İlk bilgilere göre günahsız çocuklar ve aileleri bir kez daha denetimsizlik, sorumsuzluk ve liyakatsizlik kurbanları oldular. Oysa uzmanlar uyarmıştı.

Eğer dikkate alınsa idi, dün Beşiktaş’taki gece kulübü, bugün Kartalkaya’daki facia yaşanmayabilirdi. Peki hükümet bu değişikliklere neden gerek gördü?

Gazete Duvar’da Bahadır Özgür tarafından yazılmış ifadeler, İnşaat Mühendisi sayın Mustafa Özçelik tarafından paylaşılmış: Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, 2007 yılında yayınlandı. Uzmanlar yönetmeliğin eksikliklerle dolu olduğunu söylüyordu. 5 Nisan 2012 günü Resmî Gazete’de bir Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı. Bir dizi yönetmelikte değişiklik yapıldı. Değişikliklerin adı “Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Bazı Yönetmeliklerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” idi. Bir ‘torba’ oluşturmuş, içine istedikleri düzenlemeyi doldurmuşlardı. Ve o dönem uzmanlar dışında pek kimsenin dikkatini çekmeyen sinsi bir madde de eklemişlerdi. İşte o madde ileride oluşacak yangın felaketlerinin de yolunu açtı.  Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te de tek bir cümle değiştirildi.

Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. Fıkrasında, “Projeler; ilgili belediye itfaiye birimlerinin uygun görüşü alındıktan sonra, ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır” diyordu. Bu maddeyi şöyle değiştirdiler: “Projeler; ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır.” Yani “itfaiye birimlerinin uygun görüşü” alınır kısmı yok edildi.

Çünkü, özellikle yüksek binalarda yapılması gereken yangın önlemleri TOKİ taşeronları başta bazı müteahhitleri rahatsız ediyordu. Çünkü çok maliyetli işlemlerdi. İtfaiye teşkilatları ise sorumluluk ve liyakat gereği titiz ve dikkatli idi. Müteahhitlerin oluşturduğu lobi, inşaat ekonomisine dayalı iktidarı kolay ikna etti ve pek çok değişiklik yapıldı.

Şehircilik ve Çevre Bakanlığı tarafından, “Yapı kullanma izinlerinde başvuru sahibinden bilgi ve belge istenmesine ilişkin esaslar” başlığı altında hazırlanmış değişiklikler ise, 3 Nisan 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Değişiklikte şöyle deniliyordu:

“Yapı kullanma izni vermeye yetkili idarece, başvuru sahibinden kullanılan malzemenin irsaliye ve faturası, doğalgaz uygunluk belgesi, yangın güvenlik (itfaiye) raporu, sığınak raporu, emlak alım vergisi ilişik kesme belgesi, yapı denetim kuruluşu tarafından gerçekleştirilen temel, toprak ve ısı yalıtım vizeleri başta olmak üzere herhangi bir vize işlemi için ilgili idarece hazırlanacak onay belgesi, çevre düzenine ilişkin yazı, işgaliye borcu olmadığına ilişkin yazı, vergi dairelerinden vergi borcu olmadığına ilişkin belge, belediye tarafından alınan vergi ve harçların makbuzları ve buna benzer belgeler istenmez.

Pek çok uzman duruma tepki gösterdi ancak faydası olmadı. Rant ve cehalet kazandı. Binalar kullanılmaya başlandıktan sonra itfaiye denetim yapabilir deniyordu ne var ki yetkisiz. Otellerde yetki ise Turizm Bakanlığında. Uludağ’da da durum aynı.

Netice insan hayatı. Ve değişmeyen umursamazlık. Uludağ’da ve ülkemizdeki tüm otellerde gerçek bir denetim yapılsa, neler çıkar diye düşündünüz mü?